Bazen kendimi cokuste hissediyorum, kendimi sakinlestiremiyorum, yemek yemekten kaciniyorum -acliktan bayilsam bile- cunku artik elestirilmek beni yoruyor. Kendime dair sevgim yok oluyor. En onemlisi bazen sevdiklerimin yaninda durmamam gerek gibi hissediyorum, benim gibi biri onlarin yaninda durursa ne olur, insanlar ne der diye düşünüyorum. Sevdigim insani uzmek, kirmak asla istemiyorum ama bazen kendimde olmadan her seyi onlara patlıyorum. Kendimden, benligimden nefret ediyorum. Bazen sadece dus alamak, suyun altinda bogulmak istiyorum. Kendimi sakinlestirmenin cozumunu haplarda arıyorum. Kollarimda, bacaklarimda, sirtimda anlamsız morluklar ve kizarikliklar olusuyor. Ruyalarimda surekli ya intihar ettigimi ya da birini oldurdugumu goruyorum. Ben kendime gelmeye calisirken. Ailem beni daha cok dibe batiriyor. Arkadaslarimdan bahsetmiyorum cunku benim sanal arkadasimdan baska kimsem yok. Bana destek veren bir yazarim var bir de cok sevdigim arkadasim. Belki o gun ben ona anlatmasaydim hicbir seyin farkina varamazdim. Ama onlara anlatirken de kendimi hep kotu hissediyorum, onlar hep beni dinliyor. Hep bencilce kendimi anlatiyorum. Onlarin beni onemseyip kendi dertlerini saklamasini istemiyorum. Ben hep eski arkadasliklarimda dinlenen taraf olmadim, hep dinledim hep cabaladim ama hepsi bosa cikti. Cunku beni birakip gittiler, ben asla birakmam bu yuzden en deger verdiklerim bana anlatsin ki onlari daha cok sarmaliyim. Ben dinlenilmeye asla alisik degilim, ailem bile beni dinlemezken aramizda kilometreler olan insanlarin dinlemesi cok garip geliyor. Kendimi bazen o kadar cok kotu hissediyorum ki benligim benden cok uzaklaşıyor.