Bizi yoran, bizi tüketen veya her şeyin içine sıçan ben değildim. Senin sadece bir kişiye özel yaptığın şeyler, tavırlar bunlardı. Demişsin ne zaman şans versem sıçtın içine. Her defasında çekip giden sendin ve ben her defasında seni affettim ve şans verdim. Ha pişman değilim ben bir daha olsa bir daha affeder sana şans verir seninle hiçbir şey olmamış gibi konuşurum. Ama gelipte bana deme yani hep şans verdim sana sıçtın içine veya hep kırdın beni affettim seni kaç defa diye. Sen ne kadar kırıldıysan benim kaç katı fazla kırıldığım anlar oldu. Ama son raddeye dayanamayacağım raddeye gelene kadar bunları hep içime attım ve sana söylemedim kırıldım diye. Hep içimde affettim. Dedim haklıdır, bakış açılarımız farklı belki cidden dediği ona doğru gelendir. Hep seni haklı buldum kırılsam dahi. Çoğu zaman kırıldığımı söylemedim ama dayanamayıp söylediğimde de kırılsam üzülsem dahi ben gelip özür diledim. Deme yani o sana hep şans verdim ben veya beni kırdında kaç defa affettim seni içimden. Bana diyorsun kimse çabalamazdı senin için böyle benim yaptığım gibi, biliyorum. Bilmediğimi mi sanıyorsun? Biliyorum ama çabalamaların durdu benimle bir şeyler yapmaların durdu hep bir şeyler yapan, düşünen hep bendim bu da kırdı beni seni zorluyormuş gibi hissettim. İlgin, zamanın, önceliğin hep o oldu ama. Birazda beni görseydin keşke onunla ilgilenmeyi bırakıp. Benimle de yapsaydın bir şeyleri. Sadece onla yaptığın şeylerin beni ne kadar değersiz, kötü ve üzgün hissettirdiğini de söylemiştim sana oysaki.