"Günaydın" dedim gülerek. Yine servisi bekliyordu. kafasını çevirip kucumseyici bakışlar attıktan sonra yolu izlemeye devam etti.
"bende teşekkür ederim Günaydın dediğin için" dediğimde bu sefer dönüp bakmadı bile
"ben bir şey vermeye gelmiştim" dedim utanarak. Beni şaşırtacak şekilde gülümsedi bi an. "senden gelecek olan bi boku istemiyorum" dediğinde beklemeden "böyle diyeceğini biliyordum" dedim gülerek
"al" dedim elimdeki gülü ona uzatırken. "senin kadar güzel olmasada"
gülü eline almadı ama eğilip kokladı. gülün yapraklarına değen burnu , sanki tenime degiyormuscasina bi akım belirdi vücudum da
"mor gül mü olur lan. beğenmedim"
"böyle diyeceğini de biliyordum"
"sende her bi boku biliyon" dedi , bi kez olsun gözlerimin içine baksan ölmezsin be gülüm. sadece bir kez ... Bir kez olsun ayır şu gözlerini yerden ...
"nasıl gidiyo ?" dediğimde cevap vermeyeceğini biliyordum ama yine de sordum işte. Belki sesimi özlemiştir ama söylemeye utaniyordur ... sıkkınca dışarı verdi nefesini. "okulun yok mu senin ?" her zamanki gibi kurtulmak istiyordu
"var"
"tamam o zaman görüşürüz"
"ama "SENİ" siktigimin okuluna tercih ediyorum"
"Ama ben tercih etmiyorum" dedi kapak yapmışcasina. Ve servise doğru ilerlemeye başladı. kimse bilmiyordu ki ilk defa bu kadar uzun süre konuşmuştu benimle. cevap vermişti resmen ...
ya ben ölümüne seviyorum be gülüm