Harry, vaftiz babası kadim kapıdan içeri düşüp tülün arkasında yok olurken, onun yıpranmış, vaktiyle yakışıklı olan yüzünde korku ve hayret karışımı bir ifade gördü; tül, şiddetli bir rüzgara kapılmış gibi bir an dalgalandı, sonra yine eski haline döndü.
Harry, Bellatrix Lestrange'ın muzaffer çığlığını duydu, ama hiçbir anlamı olmadığını biliyordu -Sirius sadece kemerden içeri düşmüştü- şimdi öbür tarafta yeniden belirecekti...
Ama Sirius yeniden belirmedi.
"SIRIUS!" diye haykırdı Harry.. "SIRIUS!"
Zemine yaklaşırken, kesik kesik, içini yakan soluklar alıyordu. Sirius perdenin hemen arkasında olmalıydı. O, Harry, onu gerisingeri çekecekti...
Ama zemine erişip de platforma doğru koştuğunda, Lupin onu göğsünden yakalayıp geri çekti.
"Yapabileceğin hiçbir şey yok, Harry -"
"Tut onu, kurtar onu, sadece öbür tarafa geçti!"
"-artık çok geç, Harry."
"Hala ona erişebiliriz-" Harry bütün gücüyle ve şiddetle mücadele ediyordu, ama Lupin onu bırakmadı...
"Yapabileceğin hiçbir şey yok, Harry... hiçbir şey... gitti..."
- JoinedJuly 29, 2016
Sign up to join the largest storytelling community
or