Hayat sahil kıyısında kum taneleri gibi. Asıl hayat suların dibinde okyanusun içinde başka bir alemin göğsüne çıkmak daldıkça. Dalgaların gitmelerine aldanıp daha hırçın bir şekilde gelip yerleşik kurduğumuz düzeni çaktığımız kendisi de kumdan çivileri yıkıverecek oysa. Oysa ki O dediğimizde tek-bir O içimizi doldurup Allah ferahlığı eriştirecel olan. Denizler dalgalar perde hikaye. Gölge oyunu.. Hacivat da Karagöz de ölümlü perde arkasındaki dahi Havsız kuvvetsiz. Allahtan başka güç kuvvet yoktur. Ağlatan da güldüren de halden hale döndürüp ayakta tutan ruhumuza nurundan bahşeden Hakk herkesin hakkını Kendisi vermekte ve verecektir. Dünyadakiler de vesile edecektir. Doktor, hakim, hakim, savcı, yönetici, yönetilen, gözünüzle gördüğünüz cismi ve şekli olan, tarif edilebilir, ilkeler ve temeller üzerine kurulan kendisi dahi bir madde iken maddeleri olan her şey. Eşyadır. Hakk ise eşyayı eleyip geriye kalan tek-bir Hakikati bulmaktır. Bu yolda yalnızca olgunlaşmış insanlar yolcudur. Nasip menziline varma sürecinde içten dışa pişer yolcu.....
