Bazen hissetmekten korktuğunuz her şeyi avucunuza bırakıp giderler. Ayağınıza batan cam kırıklarına rağmen dönersiniz o yoldan. Bende bugün döndüm o yoldan. Hep bir hevesle açardım telefonun ekranını. Belki benden giden her şey geri gelir diye içimdeki umudu hiç soldurmadım, hep yeşerdi. Bugün kapıdaki anahtarı çevirirken fark ettim. Bir şey "tak" diye yerine oturdu. Kabullenmek zor ve ani bir eylem. "Ne alakası var şimdi?" dediğiniz köşelerde yakalıyor sizi. Ben benim olmayan şeyler için çok savaştım ancak o şeyler benim olmak istemiyormuş. Beni ne olarak görürsünüz bilmem ama ufak bir tavsiye. Size ait olmayan şeyler için savaşmayın ve iyileşmek istemeyen birini iyileştirmeye çalışmayın. Galiba hoşça kalın... (Hoşça kalın. Çünkü ben kimse için savaşamayacağım o dönemdeyim. Kimse için çabalayacak gücüm kalmadı. Yoluma bahanelere sığınmayanlarla ve anlayışlı olanlarla devam edeceğim. Gerçekten hoşça kalın...)