RabiEkici
Geçen hafta(16 Ekim) kaybettiğim ve çok sevdiğim bir sanatçı hakkında birkaç şey yazmak istiyorum, dinleyip dinlememek size kalmış. Kendisi benim 2011-2015 arası fanı olduğum ve 2015-19 arasına kadar da takip ettiğim ve 12-20 yaşımın mimarı olan grubun bir üyesidir. Çocukluğumun ilk heyecanı ilk aşklarından, ergenliğimin ilk ünlü sevdalılığından tut tipine kadar, hayatımın şu anki halini ve olduğum kişiyi yapan kişidir. One Direction(belki çoğunuz bilmez) beni ben yapan gruptur. Tarzımın değişmesi, gelecek hayallerim, kafa yapımın gidişatı ve şu an olduğum kişiyi borçlu olduğum gruptur. Dil öğrenmem bir gün onları görürüm diye, konuşma tarzım onlar anlasın diye, görünüşüm onlar beğenir diye, esprilerim onlar güler diyeydi. Gün geldi yanımda gibi hayal ettim gün geldi uzak mesafe yüzünden hıçkıra hıçkıra ağladım. Ailemin ve beni seven herkesin hastalık derecesinde sevdiğimi bildiği en önemli şeylerdendiler. Uzakta olmalarına rağmen kalbimi sıcacık yapıp bana birçok arkadaş verdiler. Sayelerinde mükemmel bir fandom tanıdım içinde mükemmel kalpler barındıran. Hala hayatımda olanlar ya da çıkanlar fark etmez. Tek bir gün pişman olmadım bu fandomda olduğumdan. Eskisi gibi koyu bir direkçi olmasam da yine de "her direkçi hala bi direkçidir" sözü haklıydı. Liam'ın haberi gelince ağlayamadım. Gözümden birkaç damla düştüğünü hatırlıyorum ama ağlamak denir miydi bilmiyorum. Arkadaşım "Liam ölmüş" diyince tüm bedenim titredi. Çünkü bu cümle "abin ölmüş/sevgilin ölmüş/arkadaşın ölmüş" ile eşdeğerdi. Çocukluğum ölmüştü. O aşkla dinleyip uğruna hem gözyaşı hem kahkahalar verdiğim, saatlerimi günlerimi mvlerini izlemek posterlerini almak ya da ürünlerini görmek için beklediğim günler toz gibi dağılmıştı. İçinde bulunduğum durum hayaldi emindim. Hala öyle hissediyorum. Yani hissediyordum.
RabiEkici
@loununkutsalpoposu Teşekkürler<3 Psikoloğa randevu aldım, tek halledemeyeceğim artık. Umarım o işe yarar(:
•
Reply