Renklerin_girifti

zihnimde değil de kendinde yaşamayı hak eden sana, 

Renklerin_girifti

endişeler duvarları tırmalar, merak zemini kemirir, düşünceler darbeler indirerek kendine yer açar, zihnin ise hepsini kaldıramaz, her şeyin altında ezilir.
          
          kemirgen olmayanlar kemirgen taklidi yaparlar tıpkı aptal olmayanların aptal taklidi yapması gibi, sürüngenler aslında sürünmeye mahkum değillerdir, hiçbir çöküş aslında bir çöküş değildir tıpkı her başlangıcın bir bitişten doğmadığı, başlangıcın başlangıç bile olmadığı gibi.
          
          acınasılık ve acizlik altında ezilen ruhun aslında düşüncelerin yüzünden ezilir, düşüncelerin ise kendini geliştiremediğin için geriler. bakış açını biraz değiştirirsen aslında olduğun noktada olmadığını, başlangıç noktasından kıpırdayamadığını fark edersin. 
          
          sen aslında nereye varman gerektiğini bile bilemeyen ve topallayan, sürekli gerileyerek kendini şişiren ve zihnini kontrol altına almayı bile beceremeyen acizsin.
          

Renklerin_girifti

araladım, içeri sızıyor
          ellerimden kayıp gidiyor,
          hiç birini tutamıyorum, 
          hiç birisi yer edinmeden gidiyor.
          
          berraklaşana kadar suyu tanıyamazsın,
          ben hiç berrak olmadım.
          bulanmadan tamamıyla okuyamazsın,
          ben hiç tamamlayamadım ki.
          
          içeri sızıyorlar, öyle bir sızıyorlar ki; 
          şu ana kadar tıkılı kalmanın acısını çıkartıyorlar,
          geçtikleri yerleri kazıyarak geçiyor,
          beraberlerinde sürgülerini unutmuyorlar.
          
          şimdi çiziklerle bile kurtulamıyorum, her yer kesik.
          
          bileğimden akan kan, zihnimden akan kana eş değer midir?
          
          zihnimi parçalayan kadın, bedenimi parçalayan kadınla bir mi?
          
          düşüncelerimi birbirine dolayan tilkilerle, bileklerimde ölen kelebekler aynı mı?
          
          zihnimdeki benliğim ile olduğum benliğim.. nasıl?