araladım, içeri sızıyor
ellerimden kayıp gidiyor,
hiç birini tutamıyorum,
hiç birisi yer edinmeden gidiyor.
berraklaşana kadar suyu tanıyamazsın,
ben hiç berrak olmadım.
bulanmadan tamamıyla okuyamazsın,
ben hiç tamamlayamadım ki.
içeri sızıyorlar, öyle bir sızıyorlar ki;
şu ana kadar tıkılı kalmanın acısını çıkartıyorlar,
geçtikleri yerleri kazıyarak geçiyor,
beraberlerinde sürgülerini unutmuyorlar.
şimdi çiziklerle bile kurtulamıyorum, her yer kesik.
bileğimden akan kan, zihnimden akan kana eş değer midir?
zihnimi parçalayan kadın, bedenimi parçalayan kadınla bir mi?
düşüncelerimi birbirine dolayan tilkilerle, bileklerimde ölen kelebekler aynı mı?
zihnimdeki benliğim ile olduğum benliğim.. nasıl?