Bizi bir avuç toprağın sevdalısı mı sandınız? Biz ne
taş için dökülen kanın, ne sınır için verilen canın
davasındayız. Yeryüzünün gerçek sahibi Yaradan'dır; biz yalnızca Filistin topraklarının değil tüm mazlum coğrafyanın emanetçisiyiz!
Bizler, İslâm davasına yemin etmiş bir ümmetin
evlatlarıyız. Bu uğurda nice bedeller ödendi, nice
canlar adandı ve adanmaya devam edecek. Çünkü biz, imanı olan tereddütü ve geri adımı olmayan bir soyun mirasçılarıyız. Ve çok iyi biliriz ki bu yolda şehadet kayıp değil, vuslattır!
Bizim çocuklarımız korkuyla büyümedi, cesaretle
büyüdü. Her taşın altında bir yetim, her duvarın
ardında bir dua var. Siz zannedersiniz ki biz
bittiğimizde bitecek bu dava. Hâlbuki biz düşsek bile arkamızda bir nesil daha var, direnişi emziren analar var!
Siz, toprağımızı evimizi, canımızı alabilirsiniz; ama
direnişimizi asla! Bizim inancımız, sizin silahlarınızdan güçlüdür. Siz unutursunuz: Firavun'un da ordusu vardı, Nemrut'un da. Ama hiçbirinizin adı bir lanetten öteye geçmeyecek ve hayırla anılmayacak!
Siz bizim ölüme yürüyüşümüzü yenilgi sanırsınız.
Oysa biz şehadete koşarken yeniden doğarız.
Kazanmak mı? Siz önce ruhsuz zaferlerinizin
utancından arının!
Biz, zorluklardan yılmayan bir soyun devamıyız.
Kudüs'ün taşları kadar sağlam, Gazze'nin direnişi
kadar inatçıyız. Tarih, düşmanlarımızın kan değil iman karşısında diz çöktüğüne defalarca şahit oldu!
Filistin düşmeyecek... Çünkü biz düşmeyeceğiz, Allah bizimle. Hangi işgal, hangi zulüm, hangi zincir tutabilir ki bu azmi?
Filistin toprağını işgal etmekle övünmeyin! asıl mesele, o toprağa neyi miras bıraktığınızdır. Siz zulmü, ve nefreti ektiniz; biz ise izzeti, direnişi ve şehadeti. Siz inkârla geçtiniz biz imanla.
O hâlde sor: Gerçek zafer kimin?
Hulya
Selâm olsun tüm mücahid ve mücahidelere. Allah yollarınızı daim açık etsin. Yollarınızı taş, ateş ve dikenlerle doldurmak isteyen tüm cani zalim ve katillerin planlarını, tuzaklarını kendi başlarına çevirsin.