Türkiye cebinden minik kadife bir kutu çıkardı. "Yunanistan..." dedi fısıltı gibi, sadece Yunanistan'ın duyabileceği bir sesle. "Benimle evlenir misin?"
Yunanistan gözlerini kırpıştırdı. "Türkiye- Ben-" Yutkundu. Sonra da Türkiye'nin gözlerinin içine bakıp cevabını verdi: "Hayır."
"Ne?"
"Evet diyeceğimi mi sanıyordun? Sen geçen gün yeterince evet almadın mı? Yeteri kadar insan evet demedi mi? İstediğin kadar o cevabı bekle ama sen kendine çeki düzen vermediğin sürece sadece hak etmiş olduğun 'HAYIR'ı alacaksın."
Türkiye Yunanistan'ı baştan aşağı süzdü. Sonra da ters bir bakış atarak "Kardeş benim politikamdan sana ne? Yani, sana ne yarr*ğım?" diye bağırdı bir anda. "İyi o zaman," diye karşılık verdi Yunanistan, "Sana yeni imparatorluğunda iyi şanslar Osmanlı or*spusu!" Ve arkasını dönüp gitti.
Türkiye tüm geceyi elinde yüzük kutusu, üzgün üzgün yıldızları sayarak geçirdi. Ne kadar çok yıldız saysa da aldığı bu yüzükle açtığı dış borcun rakamlarına erişmiyordu yıldız sayısı...