SEMANURAYKUT21

Insan gitmeyecek birisine ihtiyaç duyuyor bazen. Hatta çoğu zaman. Varını yoğunu anlatmak istediği başını omzuna koyup ağlamak istediği birisinin varlığını hissetmek istiyor. Hayatında hayatı ve kendisi ile ilgili her konuyu yalan söylemeden saklamadan söylemek istediği birine ihtiyacı var insanın .Yan yana olmaya gerek yok. Telefonda bile ağlamak istiyor onun  karşısında .Telefonun ucundan varlığını hissettirdiğini hatırlatan birisine ihtiyacı var. Hiç gitmeyecek birisine... Mutluluğunu ,acısını, pişmanlığını paylaşabileceği her şeyi sadece onunla paylaşmak istiyor. Ama her istediğimiz olacak diye bir kaide yok hayatta gerçeği aklına geliyor insanın. Ama biz sadece bunu istiyoruz....Yalnızca bunu... Bu da olmuyor.

SEMANURAYKUT21

Insan gitmeyecek birisine ihtiyaç duyuyor bazen. Hatta çoğu zaman. Varını yoğunu anlatmak istediği başını omzuna koyup ağlamak istediği birisinin varlığını hissetmek istiyor. Hayatında hayatı ve kendisi ile ilgili her konuyu yalan söylemeden saklamadan söylemek istediği birine ihtiyacı var insanın .Yan yana olmaya gerek yok. Telefonda bile ağlamak istiyor onun  karşısında .Telefonun ucundan varlığını hissettirdiğini hatırlatan birisine ihtiyacı var. Hiç gitmeyecek birisine... Mutluluğunu ,acısını, pişmanlığını paylaşabileceği her şeyi sadece onunla paylaşmak istiyor. Ama her istediğimiz olacak diye bir kaide yok hayatta gerçeği aklına geliyor insanın. Ama biz sadece bunu istiyoruz....Yalnızca bunu... Bu da olmuyor.

SEMANURAYKUT21

          “Ne istediğini bilememenin aslında son derece doğal olduğunu anlayıncaya kadar kızdı kendine. Sadece bir tek hayat yaşadığımız için bu hayatı öncekilerle karşılaştıramaz ya da kusurlarımızı gelecekteki hayatlarımızda gideremeyiz; bu nedenle de ne istediğimizi bilemeyiz.
          Tereza’yla olmak mı daha iyiydi, yalnız olmak mı?
          Karşılaştırma fırsatı olmadığı için hangi kararın daha iyi olduğunu sınamanın yolu yok. Olaylar nasıl gelişirse öyle yaşıyoruz, önceden uyarılmaksızın, rolünü ezberlemeden sahneye çıkan bir tiyatro oyuncusu gibi. Yaşam öncesi ilk prova yaşamın ta kendisiyse, ne değeri olabilir yaşamanın? Yaşamın hep bir taslak olması bundandır işte.”
          
          Milan Kundera – Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği

SEMANURAYKUT21

@ semanurccccc  teşekkürler...:-)
Reply

semanurccccc

@ SEMANURAYKUT21  oww cook hos : )
Reply

SEMANURAYKUT21

"Nasılsın?"  sorusuna iyiyim diyerek ne kadar iyi olunuyorsa o kadar iyiyim ben.  "Nasılsın?"  soruları vardır, sadece yapmacık iyiyim cevabı duyulmak içindir Sırf o iyiyim kelimesinin olduğu acıları, sakladıklarını görmek istedikleri için ... Sanki ellerine bir şey geçecek.  Hani insanın kendisinde acıların gizlendiğini yüzüne vurmak amaçlı sorular şu canı cehenneme "nasılsın?"  soruları ... Ne zaman vazgeçeceksiniz?  Acılarımızın yükünü ağırlaştırmaktan ???  Ben iyiyim.  Ancak duygularım ağır basıyor ... Ne acılar biriktirdim hepsini içimde bekledim.  Nasılsın diye sordular da sadece iyiyim diyebildim.