SIMY4CI

Çağımızın devası engellenen rahatsızlıkları çoğalıyor.
          	Teknoloji gelişiyor, neredeyse her ay her telefonun bir üst modeli yapılıyor.
          	İnternet hızı artırılıyor.
          	Televizyonlar takdire şayan şekilde gelişiyor.
          	Televizyonların içindekiler küfrü hak edecek derecede alçalıyor.
          	Sosyal medya takipçilerimiz gün geçtikçe artıyor.
          	Gözümüz doymuyor, daha fazlası için maymunluk yapanlarımız ve hatta üç beş pisliğin övgüsünü almak için maalesef kendini harcayan genç kızlarımız çoğalıyor.
          	Araştırma imkanlarımız çoğalıyor, yattığımız yerden bilgi edinebilecek kıvamdayız.
          	Lakin insanlarımızın niyeti gün geçtikçe bozuluyor.
          	Çocuklarımızın daha çok küçük yaşta bilgisayar oyunları oynaması yahut yaşıtlarının konuşmayı yeni söktüğü
          	yaşta etrafa küfürler savurmasını hoş görüyor çok zeki olduklarını kabul ediyor.
          	Hatta bununla övünüp bir yetenek sınıfına koyuyoruz.
          	Fakat bir Türk olarak o yaşta böyle algı gücü kuvvetli çocuklarımıza milli benliklerini kazandırmıyoruz.
          	Bu bizim ayıbımızdır.
          	Bu millete karşı işlenen ayıp, çocuğa karşı yapılan hainliktir.
          	Kimse “oyun yaşında çocuğunu kapat Türklük anlat” demiyor.
          	Küfürü öğretecek zamanları nasıl kolluyorsa daha fazlasında Türklüğü anlat.
          	Yazı yazanlarımız, bir şekilde kendini ifade edip öne atılmak isteyenlerimiz çoğu görüş tarafından iteleniyoruz.
          	Bu bir yere kadar normal karşılanabilirken benim ırkımdan bir insanın, milliyetçilik kavramını hiçe sayıyor oluşunu görmek hepsinden acı.

SIMY4CI

Türk gençliğine.
Reply

SIMY4CI

Yılmayacağız, yıkılmayacağız derken ırkımızı kast ettiğimizi şimdi anlamayanlar bir gün acı çekerek farkına varacaklar.
          	  Teknolojiyle böyle haşır neşir olmamız tabii güzel. Elimizdeki imkanları en değerli ve faydalı şekilde kullanmaktır görevimiz.
          	  Lakin şu anın gençliğinin gidişatına bakılarak ümitler bir bir kesiliyor(muş).
          	  Türk genci, eğlenmesini bilmeyen değil, adabını bırakmayandır.
          	  Gülmeyen değil terbiyesini konuşturandır.
          	  Sevgilisi olmayan değil namusunu unutmayandır.
          	  Uyumayan değil daima çevik olandır.
          	  Körü körüne bir ırkçılık sevdalısı değildir Türk genci, bilgili ve zekidir de.
          	  Çağın getirileri, görüş ayrılıkları, bakış yönleri ve yorum-yorumcu farklılıkları…
          	  Her dönem boyunca “Türk” denilince ilk ortaya çıkan sözde pürüzlerdir bunlar.
          	  Ne yani;
          	  Çağ bize deli gibi konuşup bir şey yapmaya gelince saklanmayı getiriyor diye kendi ülkümüzden vaz mı geçeceğiz?
          	  Çağ bizi asimile olmaya zorlamışsa benliğimizi unutup unutturacak mıyız?
          	  Yolumuzun doğru olduğunu bildiğimiz halde bir kaç farklı kafatası şeklini dinleyip yolumuzdan mı döneceğiz?
          	  Bizim baktığımız hiç bir yere kimse gözünü çevirmiyor diye gözlerimizi mi yumacağız?
          	  Hayır.
          	  Çağın bize getirdiği konuşma özgürlüğünü, ülkümüzü her dilde duyabilmek için kullanmaktır borcumuz.
          	  Bize gelen yanlış her fikri doğru ve haklı yönde çürütüp yol açacağız.
          	  Bizim çağımız ok ve yay çağı olarak devam eder.
          	  Kalem ve kağıda dökülenler,ne kadar Türk gencine doğruyu gösterebilirse,
          	  Düşmanın kanını o kadar dökmüş sayılır.
          	  Biz Türk birliği dedikçe “ama din kardeşi değiliz” diyenler çoğalır.
          	  Biz kan bağı dedikçe “ya ülkendekiler” diyenler türer.
          	  Biz asıl hainleri dışladıkça bizi dışlamak isteyenler büyür.
          	  İşte bunlara ne kadar sert ve zekice yaklaşabilirsek o kadar varız bu çağda.
          	  Ne kadar Türk genci “Deme bana Kayı, Oğuz, İlhanlı, Türküm;
          	  Bu ad her ünvandan üstündür. "Azer, Kırgız, Özbek, Kazak, Türk Milleti bölünmez bütündür.”
          	  diyebiliyorsa, o kadar güçlü yürüyeceğiz yarınlara.
Reply

SIMY4CI

Çağımızın devası engellenen rahatsızlıkları çoğalıyor.
          Teknoloji gelişiyor, neredeyse her ay her telefonun bir üst modeli yapılıyor.
          İnternet hızı artırılıyor.
          Televizyonlar takdire şayan şekilde gelişiyor.
          Televizyonların içindekiler küfrü hak edecek derecede alçalıyor.
          Sosyal medya takipçilerimiz gün geçtikçe artıyor.
          Gözümüz doymuyor, daha fazlası için maymunluk yapanlarımız ve hatta üç beş pisliğin övgüsünü almak için maalesef kendini harcayan genç kızlarımız çoğalıyor.
          Araştırma imkanlarımız çoğalıyor, yattığımız yerden bilgi edinebilecek kıvamdayız.
          Lakin insanlarımızın niyeti gün geçtikçe bozuluyor.
          Çocuklarımızın daha çok küçük yaşta bilgisayar oyunları oynaması yahut yaşıtlarının konuşmayı yeni söktüğü
          yaşta etrafa küfürler savurmasını hoş görüyor çok zeki olduklarını kabul ediyor.
          Hatta bununla övünüp bir yetenek sınıfına koyuyoruz.
          Fakat bir Türk olarak o yaşta böyle algı gücü kuvvetli çocuklarımıza milli benliklerini kazandırmıyoruz.
          Bu bizim ayıbımızdır.
          Bu millete karşı işlenen ayıp, çocuğa karşı yapılan hainliktir.
          Kimse “oyun yaşında çocuğunu kapat Türklük anlat” demiyor.
          Küfürü öğretecek zamanları nasıl kolluyorsa daha fazlasında Türklüğü anlat.
          Yazı yazanlarımız, bir şekilde kendini ifade edip öne atılmak isteyenlerimiz çoğu görüş tarafından iteleniyoruz.
          Bu bir yere kadar normal karşılanabilirken benim ırkımdan bir insanın, milliyetçilik kavramını hiçe sayıyor oluşunu görmek hepsinden acı.

SIMY4CI

Türk gençliğine.
Reply

SIMY4CI

Yılmayacağız, yıkılmayacağız derken ırkımızı kast ettiğimizi şimdi anlamayanlar bir gün acı çekerek farkına varacaklar.
            Teknolojiyle böyle haşır neşir olmamız tabii güzel. Elimizdeki imkanları en değerli ve faydalı şekilde kullanmaktır görevimiz.
            Lakin şu anın gençliğinin gidişatına bakılarak ümitler bir bir kesiliyor(muş).
            Türk genci, eğlenmesini bilmeyen değil, adabını bırakmayandır.
            Gülmeyen değil terbiyesini konuşturandır.
            Sevgilisi olmayan değil namusunu unutmayandır.
            Uyumayan değil daima çevik olandır.
            Körü körüne bir ırkçılık sevdalısı değildir Türk genci, bilgili ve zekidir de.
            Çağın getirileri, görüş ayrılıkları, bakış yönleri ve yorum-yorumcu farklılıkları…
            Her dönem boyunca “Türk” denilince ilk ortaya çıkan sözde pürüzlerdir bunlar.
            Ne yani;
            Çağ bize deli gibi konuşup bir şey yapmaya gelince saklanmayı getiriyor diye kendi ülkümüzden vaz mı geçeceğiz?
            Çağ bizi asimile olmaya zorlamışsa benliğimizi unutup unutturacak mıyız?
            Yolumuzun doğru olduğunu bildiğimiz halde bir kaç farklı kafatası şeklini dinleyip yolumuzdan mı döneceğiz?
            Bizim baktığımız hiç bir yere kimse gözünü çevirmiyor diye gözlerimizi mi yumacağız?
            Hayır.
            Çağın bize getirdiği konuşma özgürlüğünü, ülkümüzü her dilde duyabilmek için kullanmaktır borcumuz.
            Bize gelen yanlış her fikri doğru ve haklı yönde çürütüp yol açacağız.
            Bizim çağımız ok ve yay çağı olarak devam eder.
            Kalem ve kağıda dökülenler,ne kadar Türk gencine doğruyu gösterebilirse,
            Düşmanın kanını o kadar dökmüş sayılır.
            Biz Türk birliği dedikçe “ama din kardeşi değiliz” diyenler çoğalır.
            Biz kan bağı dedikçe “ya ülkendekiler” diyenler türer.
            Biz asıl hainleri dışladıkça bizi dışlamak isteyenler büyür.
            İşte bunlara ne kadar sert ve zekice yaklaşabilirsek o kadar varız bu çağda.
            Ne kadar Türk genci “Deme bana Kayı, Oğuz, İlhanlı, Türküm;
            Bu ad her ünvandan üstündür. "Azer, Kırgız, Özbek, Kazak, Türk Milleti bölünmez bütündür.”
            diyebiliyorsa, o kadar güçlü yürüyeceğiz yarınlara.
Reply

SIMY4CI

"Size güzelliği gösterdim ve bu artık tek takıntınız oldu."
          
          Hristiyan mitolojisine göre Lucifer çok güzel ve bilge bir varlıktır. Güzelliği ile bilinen Lucifer cennette en güzel kıyafetleri giyerek en güzel besinleri tüketirdi. Kıyafetleri süslü ve taşlı olan Lucifer, Tanrı'nın kutsal dağına giden ve ateş tarlaları arasında yürüyen de tek varlık olarak bilinmekteydi. Tüm bu ayrıcalıkların ardından kibirli ve ukala tavırlar takınmaya başladı, hırsına yenik düşerek bilgeliğini unuttu. Sonrasında ise Tanrı'nın yarattığı insanoğluna tepeden bakmaya başladı. Tanrı'nın buyruğuna karşı gelen Lucifer insana itaat etmedi. 

SIMY4CI

Lucifer, Hristiyanlık dininde şeytanı tasvir eder. Bazı kaynaklarda ise şeytanın oğlu olarak bilinmektedir. Lucifer hikayesi bilindiğinde mitolojinin pek çok konusu da göz önünde bulundurulur. Kibrine ve hırsına yenik düşen Lucifer Tanrılığa özenerek lanetlenmiştir. Ayrıca Tanrı tarafından cennet bahçelerinden de kovulmuştur.
Reply

SIMY4CI

Latince dilinde Venüs gezegeninin sabah saatlerindeki halini tanımlamak için Lucifer kullanılmıştır. Lucifer adı aynı zamanda dini ve mitolojik varlığa da önemli bir atıfta bulunmuştur. Greco-Roman inançlarına bakıldığında ise Lucifer hikayesi kişiselleştirilmiş ve tanrılaştırılmış bir olgu olarak ele alınmaktadır. Bunun yanı sıra Lucifer isminin kökeni de 'ışık taşımak' anlamına gelmektedir.
Reply

SIMY4CI

Kendi hırsları ve ihtiraslarına bürünen Lucifer dünyada da insanlara kin güderek tüm insanların da kibirli olması ve Tanrı'nın gözünden düşmesi için kışkırtır. Ayrıca onun kibirli tavrını gören Tanrı Lucifer'in peşinden giderek onun yaptıklarına inanan tüm insanları küle çevireceğini söyler. 
            Lucifer Hristiyanlık dininde genellikle şeytanı tasvir etmektedir. Lucifer genellikle "Seher yıldızı" veya "Sabah yıldızı" anlamını taşımaktadır. Latince olan Lucifer şeytanı tasvir etmek için kullanılmıştır.
Reply