Sadbal

Eğer bir gece, özleyecek olursan;
          	Gökyüzüne bak.
          	Eğer aramızda mesafeler varsa,
          	Uçurumlar varsa,
          	Eğer ki göz göze gelemiyorsak,
          	Değilsen bitişiğimde;
          	Gökyüzüne bak.
          	Aynı yere bakıyor oluruz seninle,
          	Orada göz göze geliriz belki de, kim bilir?
          	Sonsuzluğun simgesinde göz göze gelmenin ne demek
          	olduğunu sana anlatamayacak kadar yorgunum.
          	Göz göze geldiğimiz zaman anlarsın belki de, kim bilir?
          	Eğer canın yanarsa benim yüzümden, sarılamazsan, sarılmak istersen;
          	Yıldızlara bak.
          	Çoban yıldızını bul aralarından;
          	Sana yol göstermek için parlıyorumdur belki gökyüzünde,
          	Sarılmayı unutmaman için belki de, kim bilir?
          	Eğer ki bulutlar geçmişse yıldızların önüne, göremiyorsan;
          	-Aynı bazı şeylerin duyguların önüne geçtiği gibi.-
          	İçine bak.
          	İçindeki denize bak.
          	Boğuluyorumdur orada,
          	Yine ellerimi tutman için boğuluyorumdur,
          	Beni çek çıkar diye boğuluyorumdur,
          	Bana sarıl diye boğuluyorumdur,
          	İçinde nasıl kasvetli dalgalar var bileyim diye boğuluyorumdur.
          	Eğer uyuyamazsan bir gece,
          	Uyumak istemezsen;
          	Sol yanına bak. Orada bekleyen biri var seni. Gecenin olmasını bekleyip uyumak isteyen, ama gecenin uyutmadığı biri var orada.
          	Eğer bir gün nefret edersen benden.
          	Bu kadar sevdiğim için seni; Eğer bıkarsan seni sevdiğimi söylememden,
          	Gözlerime bak. Seyret gözlerimin doluşunu.
          	İzle seni ne olursa olsun bırakamadığımı.
          	İzleyeyim hiç canının yanmayışını.
          	Biraz da olsa, fark et duygularımı.
          	Ki eğer bir gün hissedemez olursan,
          	Sarılmalarımız anlamını yitirirse sende; Eğer ki acıtmazsa her bir gözyaşım içini,
          	Zarar vermezse sana, kendime zarar vermelerim;
          	Ellerime bak. Nasıl titrediklerini izle biraz,
          	Nasıl depremler olduğunu izle parmak uçlarımda.
          	Sıktığım yumruğa bak.
          	Nasıl da kanatıyor tırnaklarım avuçlarımı,
          	Şu parçalanan sol yanımı anlatırcasına.
          	Eğer bir gün yalnız hissedersen,
          	Herkesten gitmiş gibi görürsen kendini; kendine iyi bak.

Sadbal

Eğer bir gece, özleyecek olursan;
          Gökyüzüne bak.
          Eğer aramızda mesafeler varsa,
          Uçurumlar varsa,
          Eğer ki göz göze gelemiyorsak,
          Değilsen bitişiğimde;
          Gökyüzüne bak.
          Aynı yere bakıyor oluruz seninle,
          Orada göz göze geliriz belki de, kim bilir?
          Sonsuzluğun simgesinde göz göze gelmenin ne demek
          olduğunu sana anlatamayacak kadar yorgunum.
          Göz göze geldiğimiz zaman anlarsın belki de, kim bilir?
          Eğer canın yanarsa benim yüzümden, sarılamazsan, sarılmak istersen;
          Yıldızlara bak.
          Çoban yıldızını bul aralarından;
          Sana yol göstermek için parlıyorumdur belki gökyüzünde,
          Sarılmayı unutmaman için belki de, kim bilir?
          Eğer ki bulutlar geçmişse yıldızların önüne, göremiyorsan;
          -Aynı bazı şeylerin duyguların önüne geçtiği gibi.-
          İçine bak.
          İçindeki denize bak.
          Boğuluyorumdur orada,
          Yine ellerimi tutman için boğuluyorumdur,
          Beni çek çıkar diye boğuluyorumdur,
          Bana sarıl diye boğuluyorumdur,
          İçinde nasıl kasvetli dalgalar var bileyim diye boğuluyorumdur.
          Eğer uyuyamazsan bir gece,
          Uyumak istemezsen;
          Sol yanına bak. Orada bekleyen biri var seni. Gecenin olmasını bekleyip uyumak isteyen, ama gecenin uyutmadığı biri var orada.
          Eğer bir gün nefret edersen benden.
          Bu kadar sevdiğim için seni; Eğer bıkarsan seni sevdiğimi söylememden,
          Gözlerime bak. Seyret gözlerimin doluşunu.
          İzle seni ne olursa olsun bırakamadığımı.
          İzleyeyim hiç canının yanmayışını.
          Biraz da olsa, fark et duygularımı.
          Ki eğer bir gün hissedemez olursan,
          Sarılmalarımız anlamını yitirirse sende; Eğer ki acıtmazsa her bir gözyaşım içini,
          Zarar vermezse sana, kendime zarar vermelerim;
          Ellerime bak. Nasıl titrediklerini izle biraz,
          Nasıl depremler olduğunu izle parmak uçlarımda.
          Sıktığım yumruğa bak.
          Nasıl da kanatıyor tırnaklarım avuçlarımı,
          Şu parçalanan sol yanımı anlatırcasına.
          Eğer bir gün yalnız hissedersen,
          Herkesten gitmiş gibi görürsen kendini; kendine iyi bak.

Sadbal

bir şarkın olsun. senin olsun. hayatına her giren insana “bu benim şarkım bak” diye dinlet. bir gün o kişinin hayatından çıktığında bir radyoda denk gelirse seni hatırlasın.
          

Sadbal

ve kalbini temiz tut, çevreni de. unutma yaptığın her iyilik, bir gün sana geri döner.
            
Reply

Sadbal

bir sevdiğin olsun tabii. belki hayallerindeki gibi olmaz koşullar ama bir şeyleri birlikte var etmenin tadı bi başka. para amaç değil, araç olsun mutluluğuna. olmadığı zaman da elindekini cömertçe paylaşabil. en çok onunla gül. saatlerce muhabbet edebil. birbirinize ulaşamadığınızda, “başka biriyle mi acaba?” diye değil; “başına bir şey mi geldi?” diye endişelen. ilişkini başkalarıyla kıyaslama. biri sevdiğini çok söyler, biri daha çok gösterir. sen de biri eksikse bu seni daha az seviyor demek değildir. telefon karıştırmakla ömür geçmez. bir insan bir şey yapmak isterse yapar. kalbin temizse, sen araştırmadan da karşına çıkar korkma. sonuna kadar güven. bir gün kırılırsa kalp yenisini inşa eder.
Reply

Sadbal

bir alanın olsun metre karesi dert değil. kapısını kapattığında gerçek sen olabildiğin. dört duvardan birininin dibine çöküp ağlayabildiğin. güçsüzlüğünü yaşayabildiğin. sonra daha güçlü kalkabildiğin. kaldığın yerden devam edebildiğin. insan en çok kendini özlüyor çünkü.
Reply