-Tabii tıpkı bunlar gibi değil, bambaşkaymış; diye ekledi.
-"Bambaşkaydı..." Ama üzerinde durulacak bir şey bu. Şimdi şunu sorayım sana: Neden o senin Cizvitlerle engizisyoncular yalnız madde, aşağılık çıkarlar için birleşmiş olsunlar? Niçin aralarından derin, büyük acılar duyanlar, insan seven bir cefakar çıkmasın? Şu sadece maddi, bayağı çıkarları arzulayanlar arasından ihtiyar engizisyoncum gibi birisinin çıktığını düşün. Bu adam çölde bitki kökleriyle beslendi, nefsini yenmek için çırpındı; bunları hep özgürlüğe, daha iyisine ulaşmak için yaptı, ömrü boyunca insan sever olarak kaldı. Tekamüle ulaşınca gözündeki perde düştü; milyonlarca Tanrı yaratığının haline bakarak sanki alay için yaratıldıklarını, daha iyiye doğru tek bir adım atmadıklarını fark etti. Sahip oldukları özgürlükten hiç yararlanamayacaklarını görmek huzurunu kaçırıyordu. Bu güçsüz isyancılar kuleyi asla tamamlayamayacaklardı. Büyük idealcinin hayalinde yarattığı ahenk böyle kazlara göre değildi. Bu yüzden döndü ve... akıllı insanlar safına katıldı. Bunda olmayacak ne var sanki?
-Kime, hangi akıllı insanlara katıldı? diye bağırdı Alyoşa. Ne akıl, ne de bir sır var onlarda. Olan, öfkeyle inkarcılık o kadar, sırları bundan ibaret. Senin engizisyoncu Tanrıya inanmıyor, sırrı bu, başka bir şey değil!