Evli erkeklerin korkulu rüyası "mor cepken."
Mor cepken, kadınların çeyizine konurmuş eskiden. Çeyiz sandığının en altına konur ve evlenen kadının onu hiç giymemesi temenni edilirmiş. Çünkü; kadının o mor cepkeni giyip, evin damına, bacasına, köy meydanına, herkesin görebileceği bir yere çıkması, “Kocamı sevmiyorum, kocam bana eziyet ediyor, gönülsüz evlendim, boşanmak istiyorum, zor durumdayım, bana yardım edin” anlamına gelirmiş. Ve köylülerce, o kadına mutlaka yardım edilir ve kocası ayıplanırmış.
Eşi mor cepken giyen erkek, eşinden boşanmakla kalmaz, bir daha da kolay kolay evlenemezmiş. Çünku;̈ herkes bilirmiş ki; eşine mor cepken giydiren adamdan koca olmaz. Kadına saygı göstermeyen, şiddet uygulayan insana bir daha kimse kız vermez, bir daha evlenmesi de güç olurmuş. Hal böyle olunca, şiddete maruz kalan kadın sayısı yok denecek kadar az olurmuş.
Eğer; bir kadın mor cepkeni giyerse, “O zaman akan sular durur, inek sağan, yün eğiren, kilim dokuyan eller durur, yaşlı analar neneler, doğum yaptıran ebeler, işlerini güçlerini bırakarak, mor cepken giymek zorunda kalan kadını korumaya alırlarmış.
Bu arada çevrede düğün, davul zurna, eğlence ne varsa, hepsi susarmış.
Çünkü; evli kadının mor cepken giymesi ve zor durumda olması, ölüm gibi bir şey olarak kabul edilirmiş .
Mor cepken giyen kadının kocası evinden dışarı çıkamaz, kahveye gidemez, kimse de yüzüne bakmazmış.
Eğer, biz kültürümüze sahip çıkıp, geleneklerimizi devam
ettirebilseydik, ülkemizdeki "mor çatıya" ilham veren "mor cepkeni" dünyaya gerektiği gibi tanıtabilseydik, belki de; bugün "8 Mart Dünya emekçi kadınlar günü" olarak değil, "mor cepken" farkındalık günü olarak anılıyor olabilirdi.
Hiç bir kadının mor cepkeni giymek zorunda kalmaması dileklerimle...