Sevgilerekapadim

Olmasından korktuğum herşey başıma geliyor. Özlemekten korktum içim burkula burkula özledim, değişmekten korktum içimde bana dair zerre bir şey kalmadı, bağlanmaktan korktum kendimden çok sevdim, kaybetmekten korktum en çokta bundan korktum sanırım kaybetmekten korktuğum kim varsa bir bir sıyrıldı hayatımdan. Hep güçlü görünmek zorunda hissediyorum kendimi bu insanı çok yoruyor hemde çok çünkü bambaşka birine dönüşüyorsun. Ağlayamayan, her şeyi içine atan, insanlara gereğinden fazla değer veren, sadece karşıyı düşünen, gelecekten umudu kalmayan, hayalleri olmayan birine dönüşüyorsun. Çıkmazda gibiyim geldiğim yolu geri gitmezsem ordan kurtulamayacak gibi ama bu yaşanmışlıkları bi kenara bırakıp en başa dönmek çok zor.

Sevgilerekapadim

Olmasından korktuğum herşey başıma geliyor. Özlemekten korktum içim burkula burkula özledim, değişmekten korktum içimde bana dair zerre bir şey kalmadı, bağlanmaktan korktum kendimden çok sevdim, kaybetmekten korktum en çokta bundan korktum sanırım kaybetmekten korktuğum kim varsa bir bir sıyrıldı hayatımdan. Hep güçlü görünmek zorunda hissediyorum kendimi bu insanı çok yoruyor hemde çok çünkü bambaşka birine dönüşüyorsun. Ağlayamayan, her şeyi içine atan, insanlara gereğinden fazla değer veren, sadece karşıyı düşünen, gelecekten umudu kalmayan, hayalleri olmayan birine dönüşüyorsun. Çıkmazda gibiyim geldiğim yolu geri gitmezsem ordan kurtulamayacak gibi ama bu yaşanmışlıkları bi kenara bırakıp en başa dönmek çok zor.

Sevgilerekapadim

Defalarca gittim senden. Ve hep sonradan geri geldim. Ama bu sefer başka, bu sefer gülüşüne kapattım gözlerimi, sesine kapattım kulaklarımı. Ne yazık ki aşkına kapattım kalbimi. Anılarını sildim hafızamdan. Sana dair ne varsa çıkardım hayatımdan. Kolay olmadı elbet, kalbim kırıldı hiç bilmediğim bir yerden, canımı yaktı kanayan yerlerim. Geçecek demedim bu sefer. Geçmeyecek dedim ve daha çok acıttım kalbimi. Daha uzun yürüdüm dikenli yollarda. Ayaklarımın altından oluk oluk kanlar geldi her adımımda. Her adımda kalbime sancılar girdi. Zihnim fısıldıyordu bana “bu acı geçmeyecek” diye. Bu sefer acımın üzerine gittim. Ona da güçlü olmayı öğrettim. Dolayısıyla ben daha çok güçlendim. Bundan sonra içimde fırtınalar kopsa da yaprak oynamayacaktı dışımda. Seni sevmekten daha önemliymiş meğerse güçlü olmak bu hayatta. Teşekkür ederim bana katmış olduğun bu yaraya.

Sevgilerekapadim

Ben çok kırıldım Milen. Bu öyle kırıldım diyip bir köşeye savuracağım bir eşya değil ki. Duygularım ölmüş sanki. Ne hissedeceğimi kestiremiyorum. Kimseyi kırmamaya çalışırken bir bakmışım ki ben paramparçayım. Kızgınlık geçer derler de kırgınlığa tek laf etmezler, edemezler. Alışırsın Milen. Kırgınlığa alışırsın, acıya alışırsın. Öyle bir alışırsın ki zamanla bir parçan oluverir bu kırgınlık. Beni de çok kırdılar, beni de üzdüler. Dik duruşuma aldanma. Her darbede daha da güçlendim. Her acısını içine atan kadının gülüşüne iyi bak Milen o kadın çok güzel güler. Bütün acılarını dudak kıvrımlarına saklar. Sen dışardan çok güzel gülüyor dersin ama aslında alışmıştır. Acısının saklamanın tek yolu mutlu rolü yapmak değil midir? Belki de değildir. Acı eşiğimi de geçtim. Kalbimde tonlarca yük varmış ve altında kalıyormuşum gibi hissediyorum. Nefes alamıyorum. Sızlıyor, özlüyorum. Bütün güvenimi yıktılar Milen. En yakınım dediklerime inanamıyorum. Elin çocuğuna nasıl güvenilir? Bu bir kadının güncesi diyip geçme. Her satırda kendini bulanlar olacaktır elbet. Bu tüm insanlığın güncesi. Kırılmak diyorduk hah. Kalp tek mı kırılır sence? Akıl hiç kırılmaz mı? Bence o da kırılır. İnanç kalpte başlasa da akılda devam eder. Aklım can kırıklarıyla dolu Milen. Her inancım sarsıldığında en derine batıyor. Canım yanıyor Milen. Çok yanıyor. Kimsenin beni toplamasına da izin vermiyorum çünkü o da yaralar, biliyorum. İnancını yitirmiş bir kalp bırakıyorum geriye. Hoşça kal Milen.

Sevgilerekapadim

Kendimden özür diliyorum. Seni kırmamak için kendimi kırdım, sen mutlu ol diye mutsuz oldum. Bu özür tüm yaralarımın iyileşmesi olacak. Evet yeniden olmayacak, yeniden başlanmayacak. Söylenenler söylendi, söylenmeyenler kaldı. Yarıda bıraktın yaşamadan. Artık zorlamıyorum bitti ve sana tekrar dönmeyi kabul etmiyorum. Kırdığın kalbimi yeniden üzmene izin vermiyorum. Kırılan yerlerimi onarmayı seçiyorum. İçimde kanayan yaralar senin avutmanla geçmiyor. Defalarca biz olmayı denedim, sana ulaşmayı ama bana kapattığın, ördüğün duvarları aşmayı, defalarca denedim ama artık senden vazgeçiyorum. Defalarca ortak nokta bulmayı, seni anlamayı, empati kurup başucunda beklemeyi denedim. Sonuç hep bir hayal kırıklığı. Artık aramızda konuşacak, aşılacak hiçbir şey kalmadı. Kendimi, kendi özgürlüğümü seçiyorum. Bana yaptığın baskılardan kurtulmayı, övünmelerinden uzaklaşmayı seçiyorum. Kendime iyi gelmeyi, kendimi sevmeyi seçiyorum. Yokluğun beni üzmeyecek, açtığın yaralar artık kanamayacak, hiçbir şarkı seni bana hatırlatmayacak. Huzuru seçiyorum. Sen gitmemi göze aldın, gideceğime inanmadın. Ama ben senden bir daha dönmemek üzere gittim. Yeniden içimde umutlar yeşerecek, yeniden midemde kelebekler uçuşacak ama bu sefer verdiğin acı içimde olmayacak. FridaKahlo ’nun da dediği gibi:
          Akıl durdu, kalp soğudu,
          Dil de susunca vazgeçtim….

Sevgilerekapadim

          Hakim yaşlı çifte sormuş: "Bunca yıldan sonra niçin ayrılmak istiyorsunuz?" Yaşlı kadın cevaplamış: "Hakim bey bir ay öncesine kadar aklımda böyle bir şey yoktu. Eşim bana bir mine çiçeği hediye getirdi, bende çiçekleri çok severim. Çiçek çok sulanması gereken bir çiçekmiş ve kocam düzenli aralıklarla sulanmadığında çiçeğin öleceğini söyledi. Ben kemik rahatsızlıkları olan bir insanım. Geceleri uykumdan kalkıp çiçeği sulamam gerektiği halde, bir gün fark ettim ki kocam bir kez olsun benim ağrıma rağmen gece kalkıp da çiçeği sulamadı. Bunun üzerine bende bu kadar düşüncesiz bir insanla yaşamamam gerektiğine karar verdim." Hakim kadına hak vermiş ama adettendir diye bir de adama sormuş: "Senin söyleyecek bir şeyin var mı?" Yaşlı adam cevaplamış: "Eşimin anlattığı her şey doğru, tek bir şey dışında. Mine çiçeği çok sulandığında ölür. Karımın kemik rahatsızlığı var ve iyileşmesi için düzenli egzersiz yapması gerekir ama eşim bunu yapmadığı için bende bu yalanı buldum. 'Çiçeği ölmesin' diye her gece kalkmak zorunda kaldı. O her uyandığında ben de uyanık olurdum, işini bitirip uyuduğunda gidip çiçeğin suyunu boşaltır, peçetelerle toprağını kuruturdum. Sonra da yatağa gelip bana bu güzel hayatı bahşeden, canımdan çok sevdiğim eşimi doyasıya seyrederdim." Bazı sevgiler zaaftır.

Sevgilerekapadim

Dün ne oldu biliyor musun? Beni sevmediğini ilk kez kabullendim. Göğsümde koca bir taşla saatlerce seni düşündüm. Düşündükçe onca çabanın, emeğin boşa gittiğini fark ettim. Sanki beni anlayacakmış gibi duvarlarla konuştum. Yine de bir duvarın bile senden daha anlayışlı olduğuna yemin edebilirim. Çünkü ben sana hiçbir şeyi anlatmayı beceremedim. Ne kırgınlıklarımı anlayabildin ne de hissettiklerimi önemsedin. İnan ki benimsemeyişin de sorun değil ama sen hiç sahiplenmedin! Nereye ait olduğumu asla bilemedim. Velhasıl yerimin senin yanın olmadığını biliyorum artık. İnan ki buna bile mutluyum. Çünkü yepyeni bir sayfa açabilirim artık, her şeye yeniden başlayabilirim. Ben içinde senin olduğun koca bir belirsizliği yendim. Sen artık kimin baharına çiçek olmak istiyorsan ona git. Benim bahçem bir daha yeşermez sana.

vazgecisIer

ponandaki sözlei ss alıp pin de paylaşmak istiyorum sorun olmaz umarım senin için?

Sevgilerekapadim

@yanIizkaIdik  Tabiki de olmaz, paylaşabilirsin. Hatta istersen hesabını ver takip de ederim.
Reply

Sevgilerekapadim

Sevgi anlaşmak değil, anlaşmak için verilen mücadeledir. Sevgi, iki insanın birbirine batmaması için sivri köşelerini törpülemesidir. Sevgi karşılıklı çabadır, verilen emektir. İki insanın arasında çatışma olmaması zaten mümkün değil. Sevgi özür dilemeyi, alttan almayı bilmektir.

Sevgilerekapadim

Benim babama hayır demeye hiç cesaretim olmadı. Okul tuvaletinde sigaraya içmeye cesaret edemedim. Sokakta yürürken uzatılan reklam afişini geri çevirmeye cesaretim olmadı. Garsona bu çay soğuk demeye cesaretim olmadı. Arkamdaki beş kişiye güvenip kavgaya gitmeye cesaretim olmadı. Öğretmenlerime karşı gelmeye cesaretim olmadı. Otobüste müsait bir yerde demeye cesaretim olmadı. Törenlerde şiir okumaya cesaretim olmadı. Benim, okuldan topluca kaçıp kafeye gitmeye bile cesaretim olmadı. Lakin ben sana, "seni seviyorum" dedim.