Korkularımla yüzleşmek bile çok zor geliyor bu aralar. Yorgunum. Düşünmek yoruyor beni. Gözümün gördüğü her yerde tanıdık bir şeyler fark ediyorum. Masanın üstünde bir bardak var mesela, içindeki çay yarım. Soğuduğu için yarım bırakılmış olmalı. Derin bir nefes almak için kafamı kaldırıyor ve etrafa bakıyorum sakince, sessizce. Sarmaşıklar görüyorum. Birbirlerine sarılmışlar, sanki iki aşıkmışçasına. Eskiden hislerimi defterlerime yazardım. Kimsenin okumayacağını bildiğim için açıp defalarca kendim okurdum yazdıklarımı. Ama şimdi yazdıklarım birbirine uyuyor mu , bi önceki cümlede hata veya fazlalık var mı diye okumam gerekirken , onu bile yapmıyorum. Aklıma ne gelirse yazıyorum. Çünkü buraya bu şekilde yazmamın tek bir sebebi var. Benden başka birinin daha okuması. Kim olduğunu bilmiyorum ya da okunup okunmadığını da. Sadece, burda daha rahat hissediyorum kendimi. Çünkü inanıyorum ki benden başka okuyan biri daha vardır illa ki. Bunları defterime yazamam. Defalarca okurum çünkü. Daha fazla düşünmem için yeterli bir sebep yazdıklarımı okumam. Bu yüzden ben artık sadece yazmaya karar verdim okumaya değil. Kendimi kandırma yöntemim belki de bu , bilemiyorum. Ama iyiyim, yani iyi hissediyorum. Birkaç gündür kendimi daha da olgun hissediyorum. Evet! Olgun olmayı da başardığıma göre artık kendimi başka konularda geliştirmem gerekiyor. Mesela yazdıklarımı sesli olarak söylemek gibi. Ben inanıyorum, başarabilirim. Yapamamam için bi nedenim yok. Kendimi gerçekten rahatlamış hissediyorum. Şarkımı da açtığıma göre artık tamamen uyumaya hazır gibiyim. Sabah uyandığımda her şey yoluna girer umarım. Eğer bunu okuyan, önemsemek mesele değil denk gelerek de olsa okuyan varsa, ben bugün iyiyim ve bunu aklımdakileri yazmaya borçluyum. Daha fazla yazmadan en iyisi gideyim artık.
Ay'dan yansıyan ışığın bize yol göstermesi dileği ile.