"Tuna nehrinin kıyısında, savrulan sarı saçlarıyla, pembe yanaklı, gül dudaklı, ceylan gözlü bir kız... Kitaplarının içinden seçtiği satırları, melodilerle buluşturuyor ve sana simli bir pakette hediye ediyor. Mavi gözleri, hediyeyi kabul etmen için yalvarırken, dudaklarındaki buruk gülümseme asla kaybolmuyor... O bilmek istiyor... Hissetmek istiyor... Sevgiyi bilmek, hissetmek istiyor! Duymak için senin dudaklarını aralamanı bekliyor... Hediyeyi alıyorsun ama dudakların oynamıyor... Yüzü düşüyor genç kızın... Mavi pırlantadan gözleri, pırlanta ışığı ile değil, hüzün yaşları ile parlıyor. Sana bakmıyor. Nehrin biraz ilerisindeki gül bahçesine gidiyor. Beyaz gülleri, elleri yardımı ile hafifçe okşuyor. Burukça gülümsüyor ve dikenli güllerin içine atlıyor. Dehşetle bakan gözlerin, beyaz gülleri boyayan kırmızı kana odaklanıyor... Kız sessizce mırıldanırken, nehirdeki sular yükseliyor. Ayaklarına değen sular, seni ürpertirken, kızın mavi gözleri seninkilerle buluşuyor... Dudakları oynuyor hafifçe... 'Seni seviyorum..' diyor. 'Seni seviyorum...' cevap vermen için vakit kalmıyor. Sular seni yutuyor ve sen karanlıkla buluşuyorsun. Elindeki simli hediye paketi eşliğinde!"