Yağmur karı Eritir diye bir kitabım var arkadaslar porofilimde bulunuyor.
Konusu:
İlkbaharda annesini öldüren bir kız, kışı sevmez de ne yapar?"
Beste, beş yaşında annesini kazara öldürdü. O günden sonra babasının gözünde bir katilden başka bir şey olmadı. Soğuk, acımasız ve hatırlamak istemediği bir geçmişle büyüdü. Kendini hep bir kış insanı olarak gördü—çünkü annesi hayatından ilkbaharda çıkmıştı.
Şimdi 23 yaşında ve geçmişinden kaçmaya çalışıyor.
"Bazen kaçtığını sanırsın ama çoktan izleniyorsundur."
Beste, yalnızlığa alışkın bir kızdı. Ne arkadaşı vardı ne de güvenebileceği biri. Babası sabah erkenden işe gitmişti, evde kimseden ses yoktu. Gün boyu sessizlik içinde oturdu, sonunda dışarı çıkmaya karar verdi.
Montunu giydi, çantasını aldı ve evden çıkmadan önce babasına bir mesaj attı: “Akşama döneceğim.”
Telefonu cebine koyup kapıyı çekti. Ama garaja vardığında babasının arabasını orada gördü.
Gözleri kısıldı. Babası gitmemiş miydi? Yoksa bir şey mi olmuştu?
Kafasındaki soruları bastırıp yürümeye devam etti. Temiz hava iyi geliyordu. Şehri izleyerek biraz zaman geçirdikten sonra metroya gitmeye karar verdi.
Ama tam turnikelerden geçecekken telefonuna bir mesaj düştü.Telefonunu cebinden aldıp telefonu actı.
Bilinmeyen Numara:
"Metroya girme."
Beste’nin adımları durdu. Ekrana baktı.Ve tabiki etrafa.Kalp atışları hızlandı.
Kimdi bu? Nereden biliyordu nereye gittiğini?
Telefonunu sıkıca tuttu, etrafına bakındı. İnsanlar gelip geçiyordu ama ona bakan biri yoktu.
Beste’nin içini soğuk bir ürperti kapladı.
Babası gerçekten işe mi gitmişti? Yoksa… çoktan kaybolmuş muydu?
Ve onu izleyen kişi, aslında ne kadar yakındaydı?
Bazı kışlar sadece soğuktur.
Bazıları öldürür.
İki düşman.
İki farklı kış.
Ve erimeye başlayan karlar.
Bazen en büyük düşmanın, seni öldürmeye gelen kişi değil, geçmişin olur.