Vicdanımdan sızan kan senin için on altıncı kez bir sayfaya dökülüyor. Sana söylemek istediğim her şeyi duyuncumdan kan akıtarak yazıp çöpe attım, tam on beş kez. Sen bunların hiçbirini bilmeyeceksin. Ancak sayfalar şahit; gözlerim seni arzuluyor. Ellerim ellerine, ciğerlerim kokuna, dudaklarım tenine muhtaç. Kalkıp sana gelemiyorum çünkü senden uzakta, yaraladığım kalbinin kanında boğuluyorum. Sana gelemiyorum çünkü harelerim seninle ödüllendirelemeyecek kadar günahkarlar; ağlayışını izlediler. Sana gelemiyorum çünkü biliyorum; nefretine yenilirim, tıpkı sana yenildiğim gibi... Öyle ya, sana yenildim. Ve itiraf edemiyorum bu yenilgimi. Lâkin buna da şahit kanlı beyazlar. Sesini duymadığın tüm mağlubiyetlerim içimde birikiyor. Kalbimde, kalbimin en güzel ücrasında.