o an, zihnimden uysal, iyi niyetli bir ses yükseldi. şakaklarıma bahar mevsiminin ilk günlerini dayar gibiydi, dudaklarının baskısını hissettim bu soyut seslenişin. sana, diyordu, tüm bu akıl almaz sevgisindeki coşku, içini titreten şehveti, gece bedenine sahip oluyorken, 'dünyalar dursun, güneş kessin ışığını, gülüşün aydınlatır beni' deyişi, doğum lekende çocukluğunu buluşu, kavuşması aradığına, baş kaldırması sürgüne de, hükümete de, ensesine dayalı ecele korkmadan yüzünü dönüşü, bir silahın gürültüsüne tebessümü, başlayacak olan her savaşa uzattığı barış eli, hepsi. hepsi sana bedel, sana sebep. âşık bu adam, kimseler bilmez onun etinde, kemiğinde gezeni. çağlayan bir akarsu misâli, senin ayaklarının dibine dolanıyor dalga niyetine sevgisi. ölür de, öldürür de varlığın için.