"Ey Ulu Önder Atatürk, açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim."
Türklüğümüzü unutturmak isteyen ve bunun için çabalayanların bu gün hüzün günü. Zira biz her bayram oldugu gibi bu bayramda yüeklerimizde Atatürk ve Türkiye sevdasını taşımaya devam edeceğiz.
Tabi ki bir ülke sadece silahlarla kurtarılmaz, cehaletle de bir savaş olmalıdır tıpkı Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün dediği gibi. Şu an etrafıma dönüp bakıyorum ki maalesef Türkiye bu cehalet savaşında zaferden çok mağlup oluyor. Düşüncesini paylaşan biri tutuklanıyor fakat bu kişi öldürülse katili bu kadar çabuk bulunamazdı. Çocuklar taciz ediliyor kimsenin umurunda değil. Bir kadın öldürüyor "Onunla o saate o kıyafetle ne işi varmış" deniyor.
Okula giden bir öğrencinin gelecek kaygısı, yaşam hakkının önüne geçiyor. Kendi paramız kendi ülkemizde değerli değil. Aslında bunların olmasında evet hepsinde bizimde payımız var. Şimdi burada bir özeleştiri yapacağım, bende ülkem için çabalamıyorum en basit bir örnek aracımın egzozuna filtre taktırmadım misal... Şimdi bunun zaferle cehaletle ne alakası var diyeceksiniz belki. Bize emanet edilen bu toprakları korumamız gerek ki o zafer yıllar boyunca dilden dile dolaşsın. E biz doğal ortamı bozup önce kendi ülkemize ardından yaşadığımız dünyaya sahip çıkmazken kim zaferin kalıcı olduğunu söyleyebilir ki ...
"Unutmayın ki devasa büyüklükteki çığları oluşturan baştaki küçücük kartopudur."
Sadece ben yapinca ne değişecek diyenlere gelsin bu Üstün Dökmen'nin sözü.
Hak eden tüm Türklerin 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlu olsun. Şehitlerimizin mekanı cennet olsun...❤️