nefes almakta zorluk çektiğim bir gün daha. içimde bir burukluk var, biraz da kırgınlık.yazmayı bırakmayı düşünmüyor değilim. gidenin gelmediğine ama yazmanın hep iyi geldiğine inanmıştım ta ki bu zamana kadar. lakin artık onun da bir faydası yok. bunca acıyı ve mutluluğu tattıran ilk kişi oldu. ve masum kızın nasıl cani bir şekilde bırakılabileceğini gösteren kişi de. ona minnettarım her ne kadar "biz" olamasakta. uzuluyorum adına, deli gibi değilde, aklı başında seven bir kadını kaybetti. çok çırpındım olmayan biz için. ağladım geçmedi, yazdım geçmedi kendimi dile getirdim "üzgünüm" yanıtı aldım. ve artık seni sevmekten vazgeçiyorum.senden gözlerinden ve o bilmediğim kokundan vazgeçiyorum. şuan gözyaşlarıma hakim olamıyorum. hangi kadın kusursuz cinayet işleyen bir katilini hala ne pahasına olursa olsun peşini bırakamaz. bırakamıyorum işte. seni seven kalbimede yazıklar olsun!... bir sure yazmayı bırakıyorum. gidiyorum, ait olmadığım yerlere.. belki böylesi daha iyi, umarım kapımı çalmazsın bir daha, cebimde kelebeklerle değilde ölmüs papatyalarla açarım kapımı. ölmeye yüz tutmuş, yorgun, yaşamayan bir beden görürsün karşında. dayanamazsın. bu yüzden diyeceğim o ki; gelme olur mu? çıkarma beni mağaramdan, alıştım yokluğuna derken hatırlatma kendini, kendine iyi bak sevgili benim yerime de.. hoşça kal !