İsterim ki sen yanımda uyu, ben ise sonsuza kadar seni izleyeyim. Bıkmadan, sanmadan, son nefesimi verene kadar… Sen uyuduğunda saçlarınla oynarım mesela. Yüzünü okşarım dokunmaya kıyabilirsem. Gözlerinin altından öperim seni uyandırmadan. O anda dünyada senden daha değerli hiçbir şey olmadığını bil isterim ve o anda dünyada hiçbir şey seni izlemekten daha değerli olamaz. Sonra nefes alıp verişini dinlerim yavaşça. Öyle huzurlu bir müziktir ki bana soluk alışverişlerin, mutluluktan kalbimin duracağını sanırım. Sen göğsümde uyursan, bu görüntü benim için dünyanın en güzel filmidir sözgelimi. Ben istiyorum ki, sen bir ömür benim yanımda uyu ve ben gerekirse bir ömür uykusuz kalayım. Sen uyu ben soluğunu dinleyerek huzur bulayım, kokunla mutluluğu yaşayayım, güzelliğin karşısında büyüleneyim ve seni öperek uyandıracağım sabahları bekleyeyim. Senin öyle güzel, öyle kendine has bir kokun var ki sevdiğim, ne eşi var yeryüzünde ne benzeri. Şuan senden uzaklarda burnuma çalınan bu koku da özlemden olsa gerek. Şuan bu yalnız odamda senin kokunu duyuyor, seni delice özlüyorum. İçime çekmeye doyamadığım kokuna, sıcacık tenine, huzur dolu nefesine, kısaca meleğime kavuşana kadar burada yalnızım ama buluşmamıza az kaldı sevdiğim. Seni çok seviyorum, çok özledim, bunu bil yeter sevdiğim.
Aşkından Mecnun oldum düştüm çöllere, Ferhat oldum deldim dağları ama bir sana yar olamadım benim olanaksız aşkım. Ne olur kır inadını ve uzat ellerini bana, yeniden kalbini aç ve aşkını geri ver bana..
Birisine alışmak istiyorum. Her şeyden ehemmiyetlisi ona güvenmek istiyorum. “Sen yanımdayken hiç bi’şeyin ehemmiyeti yok” tümcesi hayatım olsun istiyorum. Öncekilerden çok farklı olsun mesela. Bambaşka aşık olsun, bambaşka sarılsın, bambaşka öpsün istiyorum. Ve hiç gitmesin.