Duygular insana hep bir şeyler yaptıran ruhumuzun sesi, beynimizin yöneticisi gibidir. Mesela, öfkelendiği zaman yürüyebildiğim kadar yürürüm. Çok üzüldüğüm zaman bir müzik açar, evde dans ederim. Kaygılandığım zaman en yakınlarımla konuşurum. Üçüncü gözüm olan üç kişi... Birikip birikip dolduğum zaman yazarım. Beynimin içinde dönüp duran düşünceleri, kalbime oturan ağır yükleri kağıda dökerim usulca. Orada bile hoyrat davranamam. Kimse üzülmesin diye üzüldüğüm her şey için bir cümle daha eklerim. Bir kahve daha pişiririm. Her yudumda bir nefes duraksarım. Anın tadına, kelimelerimin ne kadar içten geldiğine bakarım. Öyle ya, bir faydam olsun isterim benim gibilere. Birileri moral bulsun, yüreğimden başka yüreklere yol olsun. Her düşüşümde kalkışıma benimle birlikte şahit olan sevenlerim olsun. Çünkü biliyorum ki yalnız değilim. Yazıya dökülen düşüncelerimin tek sahibi ben değilim. Ben belki birinizin sesiyim , diğerinizin vicdanıyım, öbürünüzün tecrübesiyim. Ama asıl önemli olan bir anlam ifade ediyor olmam. Önce kendim için sonra adını bile bilmediğim tanıdıklarım için. Herkes herkesi sevebilir ama herkes herkesi anlayamaz. Sizi anlayan insanları hiç kaybetmemenizi diliyorum.