Yusuf_Murat_Kul

Bir gün sorulsa deli olmayı mı veli olmayı mı tercih ederdin. Deli olmak derdim. Çünkü ne bu dünyada ne de öte dünyada yargılanmıyor olmak güzel şey olmalı.
          	
          	Hem ilim bir yük, ilim bir derya, ilim menzili olmayan bir yol. İlimin tuzağı kibir, bineği edep, varışı sabır. 

Yusuf_Murat_Kul

Bir gün sorulsa deli olmayı mı veli olmayı mı tercih ederdin. Deli olmak derdim. Çünkü ne bu dünyada ne de öte dünyada yargılanmıyor olmak güzel şey olmalı.
          
          Hem ilim bir yük, ilim bir derya, ilim menzili olmayan bir yol. İlimin tuzağı kibir, bineği edep, varışı sabır. 

Yusuf_Murat_Kul

İstediğin kararı vermekte özgürsün ama ne isteyeceğine sen karar veremezsin.
          
          Anomin

Yusuf_Murat_Kul

@ uftade7 
            Uzlaşmak kısıtlamayı gerektirir, sınır içerir özgürlük sınır içermez. Ama ben özgürlük deyince şunu anlıyorum dersen yani tanıma sen karar verirsen o senin özgürlük tanımın olmuş olur. 
Reply

Yusuf_Murat_Kul

@ uftade7  
            
            Arzularına karar verdiğin günde dahi özgür değilsindir.
            
            Bir insan bir bardak suya muhtaçsa özgür olamaz. Su içmek zorundaysan suyu verenin kölesisin veya direkt suyun kölesisin. İnsan muhtaç bir varlık. Tabi neyin kölesi olduğu insana bağlı.
            
            Tabi özgürlüğe vereceğimiz tanıma göre özgür müyüz değil miyiz sorusuna verilecek cevap değişebilir. Ama mutlak bir özgürlük denen bir şey yok. 
Reply

Yusuf_Murat_Kul

Yıllar geçince anladım. Meğer ben, sana hiç aşık olmamışım. Ben, hiç sen olmadım ki. Ben, senin içinde olan beni sevmişim meğer. Affet beni, seni, kendimi sevmekle aldatmışım.
          
          Ben, benlik iddiasını terk etmemişim. Aşk sen olabilmekmiş. "Benim dediğim her şeyi sen uğruna vermez isen, sen olanı yok etmiş, benliğini yüceltmiş olursun." unutma ey Murat. 

Yusuf_Murat_Kul

Bir başkasını düşünmek ihanetmiş gibi geliyor. Seninle de olmuyor. İçimden bir ses "yoksa bir başka Yusuf'a mı meyil etmeye mi niyetleniyorsun" diye sesleniyor. 
          
          Züleyha sanki bir daha bir başkasını görmemek için kör oldu. Mecnun'u görenler ona mecnun değil Leyla olmuşsun dediler. Garip ki ben yalan olmuşum.

Yusuf_Murat_Kul

"İnsan iki kez doğar, önce annesinden sonra kendisinden. İlki hayata gelmektir, ikincisi hayat bulmak."
          
          Anonim
          
          Bir felsefenin içinde boğulan kalplere gelsin bu sözler. 

Yusuf_Murat_Kul

@ deruni13 
            
            Birde aklıma gelmişken biz yazarlar bunu nasıl idrak edememişsek. Üzüntü hissini bir kimseye anlatılmaz, karşıdaki insanz yaşamamışsa eğer ama biz yazarlar yağmuru kullanarak, veya sonbaharı ya da bir başka şekilde anlatmıyor muyuz his olan üzüntüyü. Yağmur olan cisim varlık nerede, bir his olan üzüntü nerede? Neyi ne ile anlatıyoruz? Varlık aleminde benzer özelliklerini anlat desem yağmur ve üzüntünün... varlık alemleri başka bir kere. Yoksa yağmur üzüntünün vucut buymuş hali mi, ruh ve insan gibi. 
            
            Zünnun i Mısri hacca gitmiş. Çölde giderken susurluktan yeri yalayan bir köpeğe rast gelmiş. Kendisinin hiç suyu kalmadığı için kafileye yetişip seslenmiş: Ey hacılar, bu benim yetmişinci haccım. Yapmış olduğum 70 haccın sevabını kim şu köpeğe su verirse ona vereceğim" demiş. 
            
            Bu akıl aleminin yapacağı bir iş değil.
            
            
Reply

Yusuf_Murat_Kul

@ deruni13 
            
            Tasavvuf akıl değil hal ilmidir yani yaşamakla anlaşılır ve öğrenilir. Bundandır belki insanı önce duygularıyla feth eder. Yani güzel insan kendini bir şekilde sevdirir ve sende sevdiğin gibi olmak istersin. Birine akıl ile bir şeyi izah etmek, buza şekil çizmek gibi soğuk ve duygusuz. İnsan fikrini kabul etse dahi yapması için gönlü ısınmıyor.  Umarız hakkıyla yaşayan ve bilenlerden bizde oluruz, ne diyeyim, bir küçük umudumuz var. Dua et hakkıyla bilenlerden olalım.
Reply

Yusuf_Murat_Kul

@ deruni13  
            
            Herkesin ayrı bir eksiği ve ayrı bir aradığı şey var. Akıl bir şeyi sınırlandırarak kavrar. Örnek olarak masa nedir sorusuna şu şudur der. Yani masanın ne olduğuyla ilgili bilgileri bir kümede toplar ve masa budur der. Ama hakikat ve Allah sınırsız olduğu için bunları sınırlandırmak imkansızdır.
            
            Doğuştan kör bir insan hayal et bu insana rengin ne olduğunu tarif edebilir ve izah edebilir misin? Kalp gözünün açılmasıda bunun gibidir sen kalp gözüyle görüp Allah ın varlığını şüphesiz kavrasanda izah edemezsin rengi kör insana tarif edemediğin gibi.
            
            Öte dünya veya ölümden sonrası bizim algımız ve idrakimizin ötesinde bir şey olduğundan ora ile ilgili bilgileri algısı olmayan varlığa izah etmek imkansız olacaktır. Bundandır bazı şeyleri algı seviyesi düşük varlığa anlayabileceği şekilde anlatacaksın. Örnek şunu söyleyebiliriz. Varsayalım bu dünyada balı daha önce hiç tatmamış ve görmemiş olalım. Öte dünyaya giden ve geri dönen kişi balı en iyi söyle tanıtır. Öte alemde öyle bir şeker var ki hiç bu dünyadaki şekerlere benzememekte tadı bir başka güzel. Peki o dünyada buradaki varlıklara benzemeyen şeyleri nasıl izah edersin? Benzeyen bir şey yoksa izahı olamaz ve dilin lal olur, görmeden bilemezsin diyebilirsin karşındakine. Birde görmenin ötesinde olacak başka duyuların olabileceğini bir düşün.
            
            İlim denilen şey aklın bildikleri değil sadece bir de onun ötesi olan irfan var diyorlar. Tabi Kemal var, Hakan var, Sıtkı var, Ayşe var, Kübra var. :)  Bu da küçük bir şaka olsun. İrfan hakkında bilgiye erişemediğim için irfanına güvendiğim kişilerin sözüne uymaya çalışmaktayım.
            
            Son zamanda aklın dışında yönelmeye çalıştığım şeylerden ikisi duygu ve sanat. Akıl sınırı olanı kavrar sanat ve duygu hissedilenin ötesini ister sürekli. İnsanı yönlendiren en büyük şey duygularıdır. Ne kadar fazla düşünce o kadar duyguları frenleyen şeydir. Yaptığı fazla bir şey yoktur ama geride bıraktı çok şey var olabilmektedir.
Reply

Yusuf_Murat_Kul

İçinizden geçen herhangi bir cümle veya anlatmak istediğiniz kısa bir cümle varsa yorum olarak yazabilir misiniz? Veya şu ... şarkının şu ... sözlerinden çok etkilendiğinizi de söyleyebilirsiniz... Hayatın içinden herhangi bir şey olabilir bu cümleler. 
          
          Kısaca anlatmak istediğiniz bir şey varsa üzerine yazı yazmak istiyorum. İlhamın sizden yazının bizden olmasını ümit ediyorum. 

Yusuf_Murat_Kul

@ taevetaeyeonv  
            Hikayeyi uzatmayı düşündüm ama gerisini kalbim kaldırmadı. Düz yazı olarak devam ettim sonra. 
Reply

Yusuf_Murat_Kul

@ taevetaeyeonv  
            
            Sonbahar soğutur duvarları, soğuk olmayan yuva ısınırmıymış hiç koca bir sobayla. Soğuk bir yuva bile ısınmayı isterken, soğuk bir kalp ısınmak için yalvarmaz mı sahibi olana?
            
            *** 
            
            Soğuk bir sonbahardı, küçük bir kız çocuğu rüzgarlı ve yağmurlu günde her sabah olduğu gibi odunluğa inip odun ve kömürü yarı sürükleyerek, yarı havada çekiştirmekteydi; yuvayı ısıtmak onun göreviydi. Bazen soğuk pencereden yaşıtlarına bakar ve içindeki heyecanı kalbinde saklardı hep. İnce dudakları arasından dilindeki sözcükler çıkmazdı Nazlı'dan, gönlünde konuşan yavrucağı susturamazdı.
            
            Hani ninelerimizin bir sözüdür, akıl yaşta değil baştadır diye; kimi çoçuklara erken sorumluluklar verilmesi erken büyümesine nedendir işte.
            
            Hayatta erken büyüyenler ne yazık ki bir okyanusa erken yelken açmakta; baharı, yazı görmeden kışı yaşamakta bazen. Meyve vermeden yaprakları dökülen ağaç, tohumsuz nasıl yarınlar eksin toprağa. Çocukluğu bilmeyen, nasıl çocukluğu öğretir, yaşatır evlatlarına? Bu sorunun hayret veren bir cevabı var mıdır?
Reply