@ taevetaeyeonv
Sonbahar soğutur duvarları, soğuk olmayan yuva ısınırmıymış hiç koca bir sobayla. Soğuk bir yuva bile ısınmayı isterken, soğuk bir kalp ısınmak için yalvarmaz mı sahibi olana?
***
Soğuk bir sonbahardı, küçük bir kız çocuğu rüzgarlı ve yağmurlu günde her sabah olduğu gibi odunluğa inip odun ve kömürü yarı sürükleyerek, yarı havada çekiştirmekteydi; yuvayı ısıtmak onun göreviydi. Bazen soğuk pencereden yaşıtlarına bakar ve içindeki heyecanı kalbinde saklardı hep. İnce dudakları arasından dilindeki sözcükler çıkmazdı Nazlı'dan, gönlünde konuşan yavrucağı susturamazdı.
Hani ninelerimizin bir sözüdür, akıl yaşta değil baştadır diye; kimi çoçuklara erken sorumluluklar verilmesi erken büyümesine nedendir işte.
Hayatta erken büyüyenler ne yazık ki bir okyanusa erken yelken açmakta; baharı, yazı görmeden kışı yaşamakta bazen. Meyve vermeden yaprakları dökülen ağaç, tohumsuz nasıl yarınlar eksin toprağa. Çocukluğu bilmeyen, nasıl çocukluğu öğretir, yaşatır evlatlarına? Bu sorunun hayret veren bir cevabı var mıdır?