O kadar dolmuşum ki, o kadar kursağımda kalmış ki gözyaşı akmıyor artık. Zor olan eğitim hayatı değil, zor olan gittikçe artan beklentilerin baskısı, susmak bilmeyen yargılar, kolay unutulan başarılar, sürekli göze sokulan başarısızlıklar... soluklanmak istendiğinde geride kalma, yeniden toparlama, yıpranma, daha çok yıpranma, başarma... hayatı sorgulama, dibe çökme, beklenti, beklenti, beklenti... zor olan bu durum, zorluk yaratan mental sağlığımız, buna sebebiyet veren ise gayet açık. Yaşamak için yaşam sevincimizi böylesine harcayacaksak buna ulaştığımızda, söylesene, elimizde kalan sadece ruhu çekilmiş bedenimiz olmayacak mı?