Zeynepkck3a

Herkesin karanlığı farklıdır.
          	Bazısı gündüzken bile karanlık yaşar geceye gerek duymaz. Yaşamaya çalışırken hayatın bir tekme atması kadar can acıtan türden olaylara dudak büzer kader diyip geçeriz.
          	İçimizdeki çocuğu neden öldürürüz peki?
          	Ben hiç öldürmedim ben yaşadıkça o da yaşayacak. 
          	Belki onun sesini duymadım bazen, öldü sandım, saklandığı yerden çığlıklarını duymadım ama hep içimde olduğunu artık görüyorum. 
          	Sevgiye muhtaç bir sekilde bana bakıyor. 
          	Bitti mi diyor ürkek şekilde, bitti mi?
          	Bitti güzel kızım dedim gülümseyerek.
          	Gözleri parıldadı.
          	Herkesten duymak istediği şeyi ilk defa kendisi söylemişti ona çünkü. İlk defa kendinden böyle birşey duyuyordu. Artık anlamıştı hep onu seveceğimi ilk ona öncelik vereceğimi,onu asla ikinci plana atmayacagimi. 
          	Anlamıştı...
          	Yoruldum dedi. 
          	Uyu miniğim dedim ve dizime yatırıp saçlarını okşadım. 
          	Uykusu vardı dinlenmek istiyordu ama uyuyamıyordu.
          	Uyumasi için güzel şeyler söylemem gerekiyordu.
          	Herkesin sevdiği güneş olmak istiyor musun hâlâ dedim? 
          	Kafasını sallayarak evet dedi.
          	Herkesin seni sevmesine gerek yok sen kendini sevdikçe parlarsin ve herkes seni sever dedim.
          	Anlamayarak bana baktı. 
          	Eğer sen şimdi kendini severek uyursan sabah çok güzel parlayacaksin güzel kızım dedim. 
          	Seni sevmeleri için de birşey yapmana gerek kalmayacak çünkü sen kendi ışıltın ile kendini sevdireceksin diye devamını getirdim.
          	Gülümsedi. 
          	Anlamıştı. Onu sevdiğimi anlamıştı artık uyumamak için bir sebebi yoktu. Gözlerini kapatıp yavaşça uykuya daldı, ama bu sefer karanlığa uyanmak için değil aydınlık yarınları daha fazla aydınlatmak için uyuduğunu biliyordu.
          	İyi geceler miniğim.
          	İyi geceler mutlu yarınların anahtarı.
          	İyi geceler güneşin kendisi olduğunu anlayan meleğim...

Zeynepkck3a

Herkesin karanlığı farklıdır.
          Bazısı gündüzken bile karanlık yaşar geceye gerek duymaz. Yaşamaya çalışırken hayatın bir tekme atması kadar can acıtan türden olaylara dudak büzer kader diyip geçeriz.
          İçimizdeki çocuğu neden öldürürüz peki?
          Ben hiç öldürmedim ben yaşadıkça o da yaşayacak. 
          Belki onun sesini duymadım bazen, öldü sandım, saklandığı yerden çığlıklarını duymadım ama hep içimde olduğunu artık görüyorum. 
          Sevgiye muhtaç bir sekilde bana bakıyor. 
          Bitti mi diyor ürkek şekilde, bitti mi?
          Bitti güzel kızım dedim gülümseyerek.
          Gözleri parıldadı.
          Herkesten duymak istediği şeyi ilk defa kendisi söylemişti ona çünkü. İlk defa kendinden böyle birşey duyuyordu. Artık anlamıştı hep onu seveceğimi ilk ona öncelik vereceğimi,onu asla ikinci plana atmayacagimi. 
          Anlamıştı...
          Yoruldum dedi. 
          Uyu miniğim dedim ve dizime yatırıp saçlarını okşadım. 
          Uykusu vardı dinlenmek istiyordu ama uyuyamıyordu.
          Uyumasi için güzel şeyler söylemem gerekiyordu.
          Herkesin sevdiği güneş olmak istiyor musun hâlâ dedim? 
          Kafasını sallayarak evet dedi.
          Herkesin seni sevmesine gerek yok sen kendini sevdikçe parlarsin ve herkes seni sever dedim.
          Anlamayarak bana baktı. 
          Eğer sen şimdi kendini severek uyursan sabah çok güzel parlayacaksin güzel kızım dedim. 
          Seni sevmeleri için de birşey yapmana gerek kalmayacak çünkü sen kendi ışıltın ile kendini sevdireceksin diye devamını getirdim.
          Gülümsedi. 
          Anlamıştı. Onu sevdiğimi anlamıştı artık uyumamak için bir sebebi yoktu. Gözlerini kapatıp yavaşça uykuya daldı, ama bu sefer karanlığa uyanmak için değil aydınlık yarınları daha fazla aydınlatmak için uyuduğunu biliyordu.
          İyi geceler miniğim.
          İyi geceler mutlu yarınların anahtarı.
          İyi geceler güneşin kendisi olduğunu anlayan meleğim...

Zeynepkck3a

Uyuyoruz, uyanıyoruz, çalışıyoruz ve hayatımız hep aynı monotonlukla devam ediyor. Kendimiz için neler yapıyoruz hiç sorduk mu ? Sahi neler yapıyoruz? Neler katıyoruz bu bedenimize,zihnimize? Seviyoruz seviliyoruz ama bunu hakkıyla yapıyor muyuz? 
          Adaletsiz dünyanın adaletsiz kuklalari olarak bize sadece itaat etmek düşüyor.
          Herkes şikayetçi herkes memnuniyetsiz. Peki hata bizde mi? Hatayı hep kendimizde arıyoruz belki ama öyle mi sizce? Kimse havada bulut olmadığı zaman güneşe sen bugün neden doğmadın diye kızmaz ya da yağmur yağdığı zaman bulutlara neden bugün yağmur yağdırıyorsun demez. Ama biz insanoğluyuz yer yarilsa toprak aşısa bizden bilirsiniz. 
          Ey adaletin kuklalari.
          Ey iman eden imansizlar.
          Ve Ey paraya tapıp parasızligi bahane edip dizine vurup duranlar. 
          Sizler mutsuz olmaya mahkumsunuz. Tekrar ediyorum;
          SİZLER MUTSUZ OLMAYA MAHKUMSUNUZ..
          

Zeynepkck3a

1 ölüm,2 ölüm,3 ölüm sonrasında alışmak...
            Ne kadar yanarsa yansın canın geri gelmeyecek seyler için tek yaptığın şey ağlamak olacak bu hayatta. Belki özleyeceğim, belki özleyeceksin , belki bir gece ansızın rüyana gelecek ama tekradan var olmayacak. Sevdiklerimiz bir çiçek bahçesi ve biz onlara bakmadan öldüklerinde anlıyoruz değerlerini. Çünkü insanız, çünkü benciliz, çünkü ölmeye mahkum iğrenç yaratıklarız. Elbet bir gün öleceğiz o zaman kavuşuruz belki kim bilir. Ölümü merak ederken belki gerçekten tadariz bu sefer. Ölmek, yaşamaktan bıkıp ama bir o kadar da yaşamaya aşık olmak gibidir. İstersin ama ona ulaşma fikri tüylerini ürpertir. Daha mezarını bile bilmediğin arkadaşının rüyana girmesi gibi kötüdür hayat. An'ı yaşa sevdiklerini unutma...

Zeynepkck3a

İnsanlar birisini kaybetmeden gerçekten anlamazlarmiş ölümün olduğunu.
          Ölüm gerçekten var..
          Ateş düştüğü yeri yakar diye boşuna dememişler, Bu sefer ateş bizim içimize düştü. Sanki Herşey şaka gibi, herşey rüya gibi. Keşke rüya olsa keşke şaka olsa bu sefer böyle bir şakayı kaldırabilirim. En azından şakaymiş diyip üzülmem. Nasıl hissedilir böyle bir durumda bilmiyorum ama sadece aglanir galiba. İkinci defa böyle büyük bir acı yaşıyorum belki nasıl atlatılır ki bu? Yoksa denilen gibi iki üç gün aglanir sonra unutulur mu? Keşke öyle olsa. Çocukluğum gitti anılarım kaldı. Keşke diyorum, keşke gelse küçükken yaptığı gibi ses yapıp insanları rahatsız ettiğimiz için bize bağırsa. Yine insanları rahatsız ediyorum dede.. ağlayarak insanların sesimden rahatsız olmasını sağlıyorum. Lütfen uyan ve tekrar bana kız. Uyan ve ses yapma diye bağır bu sefer suscam gerçekten. Konuşmak yerine susup seni dinlicem...
            Uyan dede uyan...