ZifiriGeceninNuru

-"Bilmiyorum" dedi kız.
          	-"Ne hissettiğimi bilmiyorum. Sesin öylesine huzur ki! 
          	Duyduğumda uykuya dalmak isteyen çocukluğum hevesle kollarını açarken, 
          	yalnız büyüyen ergen yanım korkuyla panikliyo sanki. Beni bu alıştığım yalnızlığımdan çekip çıkarman hem arzum,hem en büyük korkum oldu"
          	
          	-" izin ver" dedi adam.
          	
          	-"izin ver,önce sesimle sarılayım sana.çünkü öylesine alıştım ki, gülüşünü duymadığım her an, ben nefes alamıyorum. Sesini duymak bedenimi saran en güzel sıcaklık oldu. Düşünsene ya bide karşımda görsem, dokunsam sana. Acaba yanar mıyım?
          	
          	Kız buz kesti... Alev alan ruhunun aksine dili, beyni dondu. Bu ihtimali düşünmek bile yetmişti,iki kutup arasındaki keskin arafı anında hisstmesine. Birine bağlanmak onun en büyük korkusuydu şimdiye dek. 
          	Hayalleri vardı, korkuları, çekingenliği, herşey engeldi aslında duygularını anlamasına. Ama içten içe bu telefondaki yabancıya bağlılığının farkındaydı. Bir insanın sesinin kulağından girip kalbine ulaşması mümkün müydü? Kulak zarı denen bişey yokmuydu ya? 
          	
          	Aslında çok pozitif, hep güler yüzlü, ailesi tarafından yaşından olgun diye bahsedilen bu kızın kimsenin bilmediği (hatta kendisin bile), tutkulu yanı, bu adamı kendinden soğutmak uzaklaştırmak için asi ve  sert biri gibi gösteriyordu onu. Çünkü tutkusu adama değil, değiştirmeyi hiç düşünmediği yaşamınaydı. 
          	Yani şimdilik öyleydi!! 
          	
          	Sadece henüz farkında değildi olacakların... 

ZifiriGeceninNuru

-"Bilmiyorum" dedi kız.
          -"Ne hissettiğimi bilmiyorum. Sesin öylesine huzur ki! 
          Duyduğumda uykuya dalmak isteyen çocukluğum hevesle kollarını açarken, 
          yalnız büyüyen ergen yanım korkuyla panikliyo sanki. Beni bu alıştığım yalnızlığımdan çekip çıkarman hem arzum,hem en büyük korkum oldu"
          
          -" izin ver" dedi adam.
          
          -"izin ver,önce sesimle sarılayım sana.çünkü öylesine alıştım ki, gülüşünü duymadığım her an, ben nefes alamıyorum. Sesini duymak bedenimi saran en güzel sıcaklık oldu. Düşünsene ya bide karşımda görsem, dokunsam sana. Acaba yanar mıyım?
          
          Kız buz kesti... Alev alan ruhunun aksine dili, beyni dondu. Bu ihtimali düşünmek bile yetmişti,iki kutup arasındaki keskin arafı anında hisstmesine. Birine bağlanmak onun en büyük korkusuydu şimdiye dek. 
          Hayalleri vardı, korkuları, çekingenliği, herşey engeldi aslında duygularını anlamasına. Ama içten içe bu telefondaki yabancıya bağlılığının farkındaydı. Bir insanın sesinin kulağından girip kalbine ulaşması mümkün müydü? Kulak zarı denen bişey yokmuydu ya? 
          
          Aslında çok pozitif, hep güler yüzlü, ailesi tarafından yaşından olgun diye bahsedilen bu kızın kimsenin bilmediği (hatta kendisin bile), tutkulu yanı, bu adamı kendinden soğutmak uzaklaştırmak için asi ve  sert biri gibi gösteriyordu onu. Çünkü tutkusu adama değil, değiştirmeyi hiç düşünmediği yaşamınaydı. 
          Yani şimdilik öyleydi!! 
          
          Sadece henüz farkında değildi olacakların...