Çığlıklar attı genç kız, öyle güçlüydü ki, yeri göğü inletebilirdi, bunlar yardım çığlıklarıydı belki, belki çektiği acının bir sese iletilmiş haliydi, işte tüm kederi tüm çıplaklığı ile önümüzde idi. Ya da öyle sandık, o çığlıklar atıyordu, ama canı yandığı için değildi, yardım istediği için değildi. O kafasının içindeki sesleri durdurmaya çalışıyordu, vücudunda bir iblis vardı, ve onu susturmaz ise sonu toprağın altında bitecekti. Yalnız kalmayı sevmiyordu, sesler kimsenin olmadığı anı bekleyip onu deliye çeviriyordu. Dişlerini sıktı, ve müziğin sesini yükseltti, duymak istemiyordu, düşünmek istemiyordu. Eğer korktuğunuz canavar sizseniz, gerçekten kaçabilir miydiniz, nereye saklanırdınız? Sevdiklerinizi kendinizden korumanız gerekseydi? Çünkü içinizde bir iblis vardı, ve her geçen gün deliriyordunuz. Size fısıldıyordu, korktuğunuz herşey, kafanızın içinde olsaydı, kendinizden kaçabilir miydiniz? Ey insan, öyle birgün gelir ki, canavar deyip tiksindiğin şeyi, aynaya bakınca tam karşında görürsün.