____monaroza____

8

____monaroza____

Annemin rahmine düştükten sonra 40 hafta boyunca dinlediğim şarkıyı açtı bana. Ben onu sağ gözüyle 2 yıla çok benzeyen bir kaç dakika boyunca sevişirken kalbiyle şarkı söyledi bana. O şarkının benim için o anda yeniden yazılmış olduğunu biliyordum. O şarkının benim için o anda yeniden yazılmış olduğunu Öğretmiş olmalı bana bir kaç meleğin ben doğmadan çok önce, Adım gibi biliyordum çünkü tanrım. Enstrümanı kalbiydi onun. Yıllara çok benzeyen bir kaç dakika boyunca çaldı bana. Enstrümanı  onun kalbiydi tanrım. Bunu da biliyordum bunu da doğmadan öğretmiş olmalı meleklerin. Anlatmak için bin dil bilsende bir kelime edemeyeceğin bir his bu dedim. Büyüdüm tanrım, Yetmiş yedi tane saat sonra , mezarını bulmuş bir ceset gibi kalktım ayağa. Sancının dinmesi, ağrının dinmesi, izlerin silinmesi , küllerin uçuşması gibi hafifletmişti beni tüm olan biten. Zira kalbimiz tanışmıştı artık. Yaşadım tanrım ben bunları yaşadım.  Delirmeseydik, doğurmasaydık , yapmasaydık, istemeseydik vicdan intihar ederdi kendi azabından.
          Bildiğini biliyorum, bildiğini biliyorum. 
          Başkaydı tanrım, çok başkaydı.
          
          

____monaroza____

Senden önce de böyleydim ben, yine kimsem yoktu. Üzülme, sıkma yüreğini. Su akıyor ve yatağını buluyor. Bulmasa bile akıp gidiyor işte. Sen geldin, izledin ve gidiyorsun. Sadece bana biraz da olsa gülebileceğimi gösterdin. Çokça teşekkür ediyorum.

____monaroza____

Tamam, tamam biliyoruz. Eski şarkılar gibi güven veren az şey var bu dünya da ama neden herkes kaybettiklerini anlatır da, kazandıklarını paylaşmaz. Her zaman farklı tonlar, farklı renklere çaldıkça ayrılık girermiş şehre. Üstelik yetmezmiş gibi; Kar beklerken mevsiminde, yağmurla yıkarmış insan yüzünü yada damarları paslanırmış, kabri kalbinden daha sert bir ayrılık yaşarmış. Şimdi havanın tadını tadabiliyor, soğuğun seni kavradığını hissediyorsan, ruhuna varıncaya dek sus. Kalkıp senin ağacının dallarından herhangi birine, bir başka bir meyveyi aşılama yapmaya kalksa bile bir insan, selamı kesme. Yaralarından, Yar'ından utanmamalısın. İnsanın kırıldığı kadar, sağlamlaştırandır belki yaşam'ak. Neyse, her neyse; konumuz bu değil. O son kadehi içmeyecektik arkadaş. Ama olsun içmesek dökülecekti. İçimiz el vermedi