saniyebeycik
_frika
Patavatsızlıkta Ahmet gibi olmayın
_frika
@xyzdenbirisiiste Buruk bir tebessümlendiniz
_frika
@xyzdenbirisiiste Silüet için?
_frika
@xyzdenbirisiiste Yb mi?
_frika
Eski kullanıcı adı: _mavikanatlar
_frika
Silüet ilk adımını tamamlayarak 100 okunmayı geçti!
_frika
En çok kendinizi sevin. Neden biliyor musunuz? Çünkü birilerine kendinizden daha fazla değer verirseniz yaptığı her harekete karşı kendinizi harcar, lüzumsuz üzülür ve kaybedersiniz. Bu yüzden umursamaz da olun. Hatta yeri geldi mi bencil de olun. Bırakın siz üzüleceğinize sizi üzenler üzülsün. Bir kere tolerans gösterdiniz fakat ikinciyi de mi harcadı? Bence vermeyin ama üçüncü şansı da verip onu da harcarsa bırakın gitsin. Üzülecek mi? Üzülsün. Öbür türlü de siz üzülmeyecek misiniz? Üzüleceksiniz. Bırakın sizi üzdüğü tüm zamanların üzüntüsünü çeksin. Kişilik falan bahane. Birinin kişiliği zaten diğerini üzecek şekilde olmamalı. Sorunları mı var? Zaman zaman sinirli mi? "Şu an konuşmayalım, sinirliyim." demek çok mu zor? Hayır, değil. Unutmayın, bir kuru özür kalbinizde açılan yaraları dikmek için yeterli olmuyor. Ben de unutmayayım...
_frika
"Perdeyi açmasıyla birlikte salonunun büyük penceresinden sızan güneş ışınları yüzüne çarptı. Gözlerini kapattı, Gülümsedi. İçerisinde bulunduğu durum gün ve gün onu yiyip bitiriyor ama kimse bunu fark etmiyordu. O etrafına çığlıklar atıyordu fakat kimse bunun ciddi bir durum olduğunu düşünmüyor, daha doğrusu uğraşmak istemedikleri için ciddi değil gibi davranarak fark etmeden yazdıkları bir senaryoyu oynuyor ve ona da oynatmak zorunda bırakıyorlardı. Ağzından bir kıkırtı kaçtı. İçtendi, çok içtendi. Dışarıdan bakan biri onun gerçekten mutlu olduğunu düşünebilirdi. Kıkırtısını bir kahkaha takip etti. Gülümsemeye devam ederken gözlerini açtı ve kafasını iki yana salladı düşüncelerinden kurtulmak ister gibi. Ardından bir damla yanaklarından dudaklarına doğru yol aldı. Deliriyor muydu? Belki de sadece bir kriz geçiriyordu. Artık kendini öldüren bu düşünce ve duygular bir fırtına gibiydi, sürekli olarak büyümeye devam eden bir fırtına. Gün geçip fırtına büyüdükçe onu içinde tutmak daha da zorlaşıyor, içinde tutmaya devam ettikçe ona daha da zarar geliyordu fakat çaresi de yoktu ki. Ya içindeki bu acıyla her gün ölmeyi dileyip yaşamaya devam edecekti ya da içindeki bu acıyla birlikte kendini de yok edecekti. Düşündükçe boğazına bir şeyler oturdu. Boğuluyordu. Ne nefes almak mümkündü ne de yutkunmak. İçinde hissettiği tuhaf ve dayanılmaz enerjiyi atmak istedi, saçlarının köklerinden tutup çekiştirdi fakat buna devam edemedi. Onun canı kıymetliydi. İçindeki bu iğrenç duyguları atmak için bile olsa kendine zarar veremiyordu. Belki de bunun için mutlu olmalıydı. En azından bir gün kendini kaybedip kendine zarar vermesi ihtimali yüzünden endişelenmesine gerek yoktu. Başka bir yanı, düşüncelerini acınası buldu. Nasıl bir durumdaydı böyle? Kendine zarar vermekten bahsediyordu resmen! O nasıl bu hale gelmişti? Nasıl kurtulacaktı, ne yapacaktı? Hayatına nasıl devam edecekti?"
emekliraskolnikov
@_mavikanatlar bazı yerlerde kelime tekrarına düşmen ve bir tık karışık olması dıiında hiç bir problem yok. Gayet güzeldi. Bu Murat mı şimdi?
•
Reply