İlk defa yaşadığım bir olayı günlüğüme ya da defterlerime yazmak istemedim. Hayatta hiç bu kadar unutmak istediğim, hafızamdan tamamen çıkarmak istediğim bir şey yaşamamıştım. Buraya yazıyorum. Belkide kendime değil size, hiç tanımadığım insanlara dökmek istedim içimi.
Çok değil sadece bir kaç gün önce gece hiç beklemediğimiz bir anda kardeşim kanlar içinde kriz geçirdi. Nefes alamadı ve dişleri kitledindi. Öyle anlar gelir ki başınıza güçlü olmak zorunda kalırsınız. Kendinizi kaybetmemelisinizdir ve yapmanız gereken ne varsa yaparsınız. O an aklı başında olan tek kişi bendim. Annem ve babam... Allah kimseye evlat acısı yaşatmasın deriz ya hep. Bu çok büyük bir acıymış. Şahit oldum. Kardeşimin dişlerini açmak için çok uğraştım. Küçücük çocuk bir anda kaldıramayacağınız kadar ağır olabiliyor. Ya da kollarınızdaki güç onu ayağa kaldırmaya yetmiyor bazı anlarda. O gece biraz daha geç yatıp telefonumun şarjını biraz daha yeseydim ambulansı aramak için açık bir telefon bile bulamayacaktım belki de. Şarjım %9 du. Üzerimde pijamalarımla - 15 lerin gördüğü soğukta ambulansın gelmesini bekledik. Şoktan mı soğuktan mı titrediğimi bilmiyorum. Ellerimde ve pijamamda kardeşimin kanıyla bir gün geçirdim. Hiç bu kadar güçlü olmak zorunda kalmamıştım. Kriz geçirmeden az önce bana 'Sinem çok kan var, ölecek miyim?' diye sorduğunda 'Hayır oğlum biz buradayız korkma bir şey olmayacak.' demenin verdiği acıyı size nasıl tarif edebilirim bilmiyorum. Yaşadığım şeyi unutmak keşke mümkün olsa. Ama teselli olduğum şey onun şuan iyi olması. Bu bana yetiyor.
Kehribal'da ağır yaraların olduğu kanlı sahneler var. Ben artık bu sahneleri hayal edemiyorum. Belki nasıl bir şey olduğunu tecrübe ettiğim içindir. Kan hayallerdeki kadar duru ve sessiz değilmiş, bunu anladım.