_peceli_1720

⬇Bir Hadis.⬇
          	
          	Ebû Sâbit, Ebû Saîd ve Ebû Velîd künyeleriyle tanınan ve Bedir mücâhidlerindennolan Sehl bin Huneyf radıyallahuanh'den rivayet edildiğine göre Nebî sallallahualeyhiwesellem şöyle buyurdu:
          	"Bütün samimiyetiyle şehid olmayı isteyen kişiyi Allah, yatağında ölse bile, şehidler derecesine yükseltir."
          	
          	Müslim, İmâre 157. İbn Mâce, Cihad15.
          	
          	(Müslüman ise 
          	Yani Allah'a şirk koşmayan, tağutları red eden!
          	La ilahe illallah'ın manalarını eksiksiz yerine getirenler.)

HurmaFidesi

@_peceli_1720  rabbim bizi o kullarindan eylesin tabi sehitlik hakediyorsak
Reply

CENNETHANIM

Selamun Aleyküm kardeşim, desteğe ihtiyacım var. Kitaplarımı okur musunuz? Kitaplarım gerçek yaşam öyküleridir. Faydalı ve ibretlidir. Dini bir kitaptır. Bazı kitaplar özellikle gençlerin şuan ki iman- imansızlık girdabındaki çırpınışlarını ve sorunlarını anlatmakta çözümünü de sunmaktadır. Düzceli Mehmet kitabını tavsiye ederim. Tabii diğer kitâpları da okuyabilirsiniz.  

_peceli_1720

⬇Bir Hadis.⬇
          
          Ebû Sâbit, Ebû Saîd ve Ebû Velîd künyeleriyle tanınan ve Bedir mücâhidlerindennolan Sehl bin Huneyf radıyallahuanh'den rivayet edildiğine göre Nebî sallallahualeyhiwesellem şöyle buyurdu:
          "Bütün samimiyetiyle şehid olmayı isteyen kişiyi Allah, yatağında ölse bile, şehidler derecesine yükseltir."
          
          Müslim, İmâre 157. İbn Mâce, Cihad15.
          
          (Müslüman ise 
          Yani Allah'a şirk koşmayan, tağutları red eden!
          La ilahe illallah'ın manalarını eksiksiz yerine getirenler.)

HurmaFidesi

@_peceli_1720  rabbim bizi o kullarindan eylesin tabi sehitlik hakediyorsak
Reply

_peceli_1720

⬇Bir Ayet.⬇
          
          
          " اِنَّٓا اَنْزَلْنَا التَّوْرٰيةَ ف۪يهَا هُدًى وَنُورٌۚ يَحْكُمُ بِهَا النَّبِيُّونَ الَّذ۪ينَ اَسْلَمُوا لِلَّذ۪ينَ هَادُوا وَالرَّبَّانِيُّونَ وَالْاَحْبَارُ بِمَا اسْتُحْفِظُوا مِنْ كِتَابِ اللّٰهِ وَكَانُوا عَلَيْهِ شُهَدَٓاءَۚ فَلَا تَخْشَوُا النَّاسَ وَاخْشَوْنِ وَلَا تَشْتَرُوا بِاٰيَات۪ي ثَمَنًا قَل۪يلًاۜ وَمَنْ لَمْ يَحْكُمْ بِمَٓا اَنْزَلَ اللّٰهُ فَاُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْكَافِرُونَ."
          
          
          "Şüphesiz ki Tevrat’ı biz indirdik. Onun içinde hidayet ve nur vardır. (Allah’a hakkıyla) teslim olmuş olan nebiler o Kitap’la Yahudi olan kimselere hükmeder. Rabbaniler ve din bilginleri Kitab’ı korumakla görevli olduklarından ve Kitab’ın şahitleri olduklarından (insanlar arasında Kitap’la) hükmederler. (Öyleyse) insanlardan korkmayın. (Yalnızca) benden korkun! Ayetlerimi az bir paha karşılığında satmayın. Her kim Allah’ın indirdikleriyle hükmetmezse onlar kâfirlerin ta kendileridir."
          (5/Mâide, 44)
          
          
          
          (Allah’ın (cc) indirdiği Kitaplara imanın gereği olarak, yönetici makamında olanların ve insanları yönlendiren âlimlerin Kitap’la hükmetmesi gerekir. Kitap’la hükmetmeyi terk etmek, imanı bozmak olduğundan Allah (cc), böylelerine “kâfir” demiştir.
          
          Günümüz insanı Kitab’ın bazı hükümlerini terk etmekle kalmamış, Kitab’ın tamamını terk edip onun yerine kendi koydukları yasaları yerleştirmişlerdir. Sadece küfre girmekle yetinmemiş, Allah’ın (cc) en belirgin sıfatı olan kanun yapma yetkisini kendilerinde görerek tağutlaşmışlardır. (Bk. 12/Yûsuf, 40))
          

_peceli_1720

⬇Bur Ayet.⬇
          
          اَلَّذ۪ي جَعَلَ لَكُمُ الْاَرْضَ فِرَاشًا وَالسَّمَٓاءَ بِنَٓاءًۖ وَاَنْزَلَ مِنَ السَّمَٓاءِ مَٓاءً فَاَخْرَجَ بِه۪ مِنَ الثَّمَرَاتِ رِزْقًا لَكُمْۚ فَلَا تَجْعَلُوا لِلّٰهِ اَنْدَادًا وَاَنْتُمْ تَعْلَمُونَ
          "O (Rab ki) yeryüzünü sizin için bir döşek, gökyüzünü de tavan kıldı. Gökten su indirdi ve onunla size rızık olarak (çeşitli) ürünler çıkardı. (Öyleyse bütün bu gerçekleri ikrar edip) bildiğiniz hâlde Allah’a eş/ortak/denk koşmayın." (2/Bakar,22.ayet)
          
          _(Yalnızca Allah’a (cc) kulluk yapmanın gerekliliği fıtrat ve akılla bilinir. Yaratan ve rızık veren kim ise teşekkür/kulluk ona yapılmalıdır. Yaratan ve rızık verenin Allah (cc) olduğunu ikrar eden, ancak dua, adak, kurban gibi ibadetlerini başkalarına yapan veya Allah’ın (cc) dışındaki varlıkların kanunlarına boyun eğen kimse, bile bile Allah’a (cc) ortak/denk/eş kılmış olur. (Bk. 2/Bakara, 164))_

_peceli_1720

⬇Bir Ayet.⬇
          
          "قُلْ مَا يَعْبَؤُ۬ا بِكُمْ رَبّ۪ي لَوْلَا دُعَٓاؤُ۬كُمْۚ فَقَدْ كَذَّبْتُمْ فَسَوْفَ يَكُونُ
           لِزَامًا"
          
          De ki: “Şayet duanız olmasaydı Allah katında bir kıymetiniz olur muydu? Ancak sizler yalanladınız. (Yalanlamanızın karşılığı olarak azap) kaçınılmaz olacaktır.”
          (25/Furkân, 77)

_peceli_1720

⬇Bir Hadis.⬇
          
          ----••••••••••----
          
          Ebu Yahyâ Suheb bin Sinan (radıyallahuanh)'den rivayet edildiğine göre Allah Rasulu şöyle buyurmuştur:
          
          _"Mü'minin durumuna hayret edilir doğrusu! Çünkü onun her durumu kendisi için bir hayır sebebidir. Böyle bir özellik sadece mü'min içindir._
          _Eğer sevindirici bir durumla karşılaşırsa, şükreder; bu onun için hayır olur. Eğer üzücü bir durumla karşılaşırsa, sabreder; bu da onun için hayır olur._" 
          
                   {Müslim, Zühd 64}
          
          ----••••••••••----

_peceli_1720

           ﷽
          Er-Rahmân ve Er-Rahîm olan Allah’ın adıyla(okumaya başlıyorum.)
          (67/Mülk, 0)
          
          
          
           تَبَارَكَ الَّذ۪ي بِيَدِهِ الْمُلْكُۘ وَهُوَ عَلٰى كُلِّ شَيْءٍ قَد۪يرٌۙ
          Hâkimiyeti/egemenliği elinde bulunduran (Allah) ne yüce, ne mübarektir. O her şeye kadîr olandır.
          (67/Mülk, 1)
          
          
           اَلَّذ۪ي خَلَقَ الْمَوْتَ وَالْحَيٰوةَ لِيَبْلُوَكُمْ اَيُّكُمْ اَحْسَنُ عَمَلًاۜ وَهُوَ الْعَز۪يزُ الْغَفُورُۙ
          O (Allah) ki hanginizin daha güzel amel yapacağını denemek/ortaya çıkarmak için ölümü ve hayatı yarattı. O (izzet sahibi, her şeyi mağlup eden) El-Azîz, (günahları bağışlayan, örten ve günahların kötü akıbetinden kulu koruyan) El-Ğafûr’dur.
          (67/Mülk, 2)
          
          
          
           اَلَّذ۪ي خَلَقَ سَبْعَ سَمٰوَاتٍ طِبَاقًاۜ مَا تَرٰى ف۪ي خَلْقِ الرَّحْمٰنِ مِنْ تَفَاوُتٍۜ فَارْجِعِ الْبَصَرَۙ هَلْ تَرٰى مِنْ فُطُورٍ
          O (Allah) ki (her biri diğerinin üzerinde ve birbirine uyumlu) katmanlar hâlinde yedi gök yarattı. (Özünde merhamet sahibi olan) Rahmân’ın yaratmasında hiçbir uyumsuzluk/tutarsızlık göremezsin. İşte (yarattıkları ortada) çevir gözünü, bir açık/gedik görebilecek misin?
          (67/Mülk, 3)
          
          
           ثُمَّ ارْجِعِ الْبَصَرَ كَرَّتَيْنِ يَنْقَلِبْ اِلَيْك
          َ الْبَصَرُ خَاسِئًا وَهُوَ حَس۪يرٌ
          Sonra (kusur aramak için) iki defa daha göz at. Göz hiçbir şey elde edememiş ve yorulmuş olarak sana dönecektir.
          (67/Mülk, 4)
          
          
           وَلَقَدْ زَيَّنَّا السَّمَٓاءَ الدُّنْيَا بِمَصَاب۪يحَ وَجَعَلْنَاهَا رُجُومًا لِلشَّيَاط۪ينِ وَاَعْتَدْنَا لَهُمْ عَذَابَ السَّع۪يرِ
          Andolsun ki dünya semasını kandillerle süsledik ve o (yıldızları, semada söz dinlemeye çalışan) şeytanlar için taşlama (aracı) kıldık. Ve onlar için alevleri dehşet saçan bir ateş hazırladık.
          (67/Mülk, 5)