Eskiden kafamı dağıtmak için sayfalarca yazı yazardım. Mükemmel bir hayatım olmadığından televizyonu tableti bilgisayarı ya da etrafında ne varsa onu bırakıp birşeyler yazardım. Hiç arkadaşım olmadığı için birilerine anlatamazdım da. Ama yazdığım hiçbir yazı bir günlük gibi değil daha çok yakınma gibiydi ve ben her birini pişman olup tekrar tekrar yırttım ve yok ettim sanki o yazıları herkes okumuş gibi parçalayıp attım. Yazmayı ve okumayı anaokulunda öğrendiğim için kendimi bildim bileli yazı yazıyorum desem yalan olmaz. Sonra ergenliğe girdim sahte dostluklar ince kopmak üzere olan iplerle bağlı aile bağları ve istenmeyen kişi olmayı kabullendim, bu dönemde de müziğe sığındım renklere sığındım mutfağa gittim yemek yapmaya ve yemeye sığındım. Sanki kendim için yaptıklarım benim kurtuluşum olacakmış gibi yaptığım herşeye sıkıca tutundum. Çünkü etrafında güvendiğim ya da Gerçekten sevdiğim kimsem yoktu. Ama şimdi dostluk ve anı yaşama duygularını daha iyi öğreniyorum, acı tecrübeler gereksiz bilgiler yerine nasıl mutlu olacağımı öğreniyorum. Artık kendim için yaşıyorum ve bunu bana etrafımdaki herşeye rağmen beni güldürmeye mutlu etmeye çalışan insanlar sayesinde öğreniyorum. Bu yazıyı hepsi okuyamaz büyük ihtimalle, pek bir önemi de yok zaten ama buraya yine her zamanki gibi herşeyi yazıp bu sefer mutlu yalnızlığımla içimi dökmek istiyorum. Sanırım artık her şeyin farkındayım. Büyümüş olduğumu bilmek beni rahatlatıyor, artık yaşamaya başlıyorum değil mi?