ALINTI 2 DEVAMI;
"24 yıllık hayatında ikinci kez öz evlat olmadığını hissettin, öyle mi? Peki... Ben 48 yıllık hayatımda ilk defa kalbimin böyle kırıldığını hissettim, kızım.
Senin tırnağın kırılmasın, saçının teline zarar gelmesin diye tam 24 yıl boyunca düşündüm, çabaladım, korumak için elimden geleni yaptım. Ve hâlâ düşünüyorum. Belki senin gözünde baban değilim, ama ben seni hep kendimden bir parça olarak gördüm.
Kanımdan olmasan da kızımsın. Canımdan bir cansın. Ve bu, kimsenin, hiçbir şeyin değiştiremeyeceği bir gerçek. Ama bugün... Bugün sen bu gerçeği yıktın.
Aden Duru, baban senin gözünde bu kadar mı kötü biriydi?"
Söyledikleri, yüreğimi darmadağın etmişti. Dudaklarım kıpırdasa da bir kelime dahi çıkmadı. Gözyaşlarım, cevabım oldu.
"Öz evlat olmadığını hissettin, öyle mi? Peki, söyle bana, kızım... Bunu bir daha hissetmemen için ne yapmalıyım? Bundan sonra nasıl ilerleyeyim? Söyle bana…"
Donup kalmıştım. Gözlerimden süzülen yaşlar durmaksızın yanaklarıma akıyordu. Ona baktım, ama tek kelime bile edemedim. O ise ağlamamak için kendini zorluyor, sanki benimle değil de kendi içinde, kendi kalbiyle konuşuyordu.
Sözcüklerinin her biri, hem beni hem de onu derinden yaralıyordu.
"Kızgındım ona, hem de çok. Yıllarca bir yalanın içinde büyümüştüm ve o yalanın gerçeğini öğrenmeye çalıştığım için bugün beni kırmıştı. Bu defa susmadım. Gözyaşlarımı silip yeniden ona döndüm.
"Madem beni canından bir parça bildin, neden bugün saçma sapan bir şey yüzünden bana kızdın? Sadece aileni merak ettim diye... Bana söylediğin sözlerin farkında mısın? Beni dinlemeyi bile tercih etmedin! Söyle bana, kim olsa benim yerimde aynı şeyi yapmaz mıydı?
Sana sormadım mı? 'Kim bunlar?' dedim. Ama sen... Yıllarca bana ailenin öldüğünü söyledin, buna inanmamı sağladın. Şimdi, yıllar sonra birden bire birileri çıkıyor ve 'Biz babanın ailesiyiz' diyor. Ne bekliyordun ki? Hiç mi bir şey sormamamı, hiçbir şey hissetmememi mi?"
~~~~
ÇOK YAKINDA ❤️❤️