Sevgili sen, evet evet sen...
Herkes durumun iyi tarafını görmeye çalışırken sen " Ben neden hâlâ endişeliyim?" diye sorguluyorsan, kalbindeki ağrıdan, yüzündeki solgunluktan dolayı kendini eksik veya yanlış hissediyorsan yaklaş biraz konuşalım.
Senin her hissin, her tecrüben birbirine kıymetli. Eğer zaman zaman kendini endişeli, yorgun, bitkin hissedersen buna karşı koymak zorunda değilsin.
Kötü hissetmeye iznin var. Endişelenmeye iznin var. Korkmaya iznin var. Ağlamaya iznin var. Onu görüp tıpkı diğerleri gibi gelip geçici bir his olduğunu anlaman yeterli.
"Merhaba endişe, seni görüyorum."
"Merhaba korku, daha önce de karşılaşmıştık, seni tanıyorum."
Bütün hisler gelir gider... Sen kalırsın. Tüm gücünle tüm güzelliğinle...
Bende bir LGS öğrencisiyim. Çoğu kişi benim de korkum, heyecanım, stresim var. Ama biliyorum ki kazanamazsam yolun sonu değil. Bugünden itibaren önümüzde 4 yıl var.
Bugün ki sınavı kazanamadık mı, iyi mi geçmedi? Evet üzülürüz "keşke daha fazla çalışsaydım" diye pişmanlık da duyarız ama Dünya'nın sonu değil. Kazandığınız zaman elimize dünyayı vermeyecekler ya da kazanmadığımız zaman da Dünya'nın sonu gelmeyecek.
" Hayatım oynuyor" diye düşünenler vardır aramızda ama hayatımız bu sene oynamıyor. 4 yıl sonra gireceğimiz üniversite sınavında hayatımız oynayacak. Şimdi hangi mesleği yapmak istediğini bilmeyen yüzlerce binlerce öğrenci var. Düşünsenize doktor olmak isteyen biri tıp kazanamayıp hukuk okuyormuş, ne kadar üzücü bir durum. Kötü bir liseye giderseniz de üzülmeyin. Siz çalışmaya devam edin. LGS'de olmadı mı? Üniversite sınavında iyi bir sonuç elde edersiniz.
Unutmayın bu sınav her şey değil ama çok şey...
LGS'ye giren herkese başarılar diliyorum. Umarım istediğiniz sonucu alırız.
~Zehra Yılmaz