a-pocalypse

ın lak'ech, 

a-pocalypse

'ben senim, sen de ben. birbirimizin başka yüzleriyiz.'
Reply

a-pocalypse

saniyelerden altı, vicdan kılıcı kaburga kemiklerimden kimsesizler evimi kırıp geçiriyor. nefretin süngüleri vücudumu paramparça ediyor. ukte kalıyor ruhun parçaları, duvardaki hasretin fotoğrafları gibi misal. fotoğraflarla asırlarca konuşuluyor, fotoğraflar konuşmuyor.

a-pocalypse

bu son kaybın ağırlığıyla kaskatı kesildim. insana dair hiçbir şey kalmadı bende. öyle derin duyguları olan biriydim ki parçalara ayrılırdım eskiden. şimdiyse içim kurak. tabii ki önemsiyorum etrafımdakileri. yalnızca bunun anlaşılması için mücadele veriyorum. karşıma bir duvar çıkıyor. önceden güçlü olduğumu ve hiçbir şeyin beni yıkamayacağını hayal ederdim. şimdi. öyle. güçlüyüm ki. hiçbir şey yıkamıyor beni. ve artık tek hayalim yeniden zayıf olmak.

a-pocalypse

bir kadını dizlerinden öpmekten alâ şiire rastlamadım henüz, üvercinka hariç. çünkü bir kadını diz kapaklarından öpmek; "bugüne dek tüm düşmüşlüklerinden, yaralarından, kanından, izinden, acından öpüyorum, şifa niyetine." demektir bi nevi. "çok düştüm, parçalandım, örselendim, öp de geçsin" diyemeyen bir kadının sessizliğini duymaktır. "seni anlamak için harflere ihtiyacım yok, ruhumla ruhun aynı lisanı hissediyor" diyebilmektir. "yanaklarından, dudaklarından, alnından, belki omuzlarından, avuçlarından öpmek aşkın yaradılışında var ama diz kapakların sevdaya dahil." de demektir aynı zamanda. o kadını çaresizliğinden ve bir o kadar da gücünden öpmektir. düşmüşlüğü kadar ayağa kalkmışlığından öpüp onu onore etmektir, önünde diz çökmektir, saygıdır. kabulleniştir, çok şeyi. kudretine, sabrına, sarsılmışlığına, sancılarıyla baş edebilecek kadar dayanıklı oluşuna ve de.. kırılmak yerine bükülmeyi öğrenebilişine hayran olmaktır. beni daha önce hiçbir adam diz kapaklarımdan öpecek kadar yüce sevmedi. ben de zaten hiçbir adama dizimdeki yaraları gösterecek kadar güvenmedim ya da cesur değildim, bilemiyorum. övünmek için söylemiyorum ama bana çok şiir yazıldı. İçlerinde çok sağlamları vardır. şiir gibi şiirler! ama yine de bana yazılacak en güzel şiir diz kapaklarıma bir dudağın bırakacağı şefkattir. o şefkatin bana değmesine müsaade edebileceğim kadar bana şeffaf olan bi adamın içidir. kâğıtla kalemle herkes bir şeyler yazıp çizebilir, mühim olan bir kadına bir şiirle birlikte olduğunu hissettirebilmektir. sevdası bile dejenere olmuş bir jenerasyona bu söylediklerim abartı gelebilir elbette ama inanıyorum; hâlâ sevdanın hakkını verebilecek yürekler var. inanıyorum. İnanıyorum çünkü, inanırsam var olur.

a-pocalypse

a-pocalypse

"fatih'te zavallı bir gramofon çalıyor, eski zamanlardan bir cuma çalıyor sırasında köşe başında deliksiz dinlesem, sana kullanmamış bir gök getirsem, haftalar elde ufalanıyor ne yapsam ne tutsam, nereye gitsem? ben sana mecburum, sen yoksun."
Reply