- “İçinizden her kim dininden döner ve kâfir olarak ölürse, işte onların dünyaya ve âhirete yönelik tüm yaptıkları boşa gidecektir. Yaptıkları iyiliklerin faydasını bu dünyada da, öte dünyada da göremeyeceklerdir. Onlar cehennem halkıdırlar ve sonsuza dek orada kalacaklardır.”(Bakara, 2/217).
Amellerin boşa gitmesi demek, İslam dininin değer ölçüsüne göre normal şartlarda onlardan beklenen faydaların görülmemesi demektir.
Buna göre, mürtet olup kâfir olarak ölenler, dünyadaki haklarını kaybederler: Örneğin Müslümanların dostluklarından, kardeşliklerinden ve yardımlarından, ganimetlerden mahrum kalırlar, eşleri -otomatikman- boşanmış sayılır, akrabalarının mirasından pay alamazlar.
Mürtet olup kâfir olarak ölen kimsenin ahirette de faydalanacağı bir ameli olmaz. Yaptıkları iyi işleri bile, küfür asidiyle silinip gidecektir. Yani normalde -İslam’a göre- karşılığı olması gereken güzel işleri de herhangi bir değer ifade etmeyecektir. (krş. Razî, İbn Aşur, ilgili ayetin tefsiri).
“Her kim zerre kadar iyilik yapmışsa, onun mükâfatını görecek, Ve her kim de zerre kadar kötülük yapmışsa, onun cezasını görecektir.”(Zilzal, 99/7-8).
- Buradaki ilk ayette, söz konusu olan “iyilik” olarak tercüme ettiğimiz “hayır” kelimesi, bu ayetin müminlere baktığına işaret etmektedir. Kâfir olarak ölenlerin yaptıkları işlere “hayırlı/iyi işler” denilmez. Çünkü, onların -küfürle paslandığı için- bütün işleri değersizdir. Allah katında İmanın bulunmadığı yerde hiçbir iş güzel değildir.
“İnkâr edenlere gelince, onların işleri engin ve ıssız bir çöldeki serap gibidir ki susayan kimse onu su zanneder. Nihayet oraya vardığında, umduğundan hiçbir şey bulamaz. Fakat Allah’ı bulur. O da onun hesabını tam tamına görür. Allah, hesabı çok çabuk görendir.”(Nur, 24/39)
Sen yaratıcına karşı nankörlük edip onu reddet sonra iyiliğin karşılığı!
O zaman iyiliğin gösteriş için yapıyorsun!