Ne çok gizlenmiş, cesarete mahrum kalmış veyahut dilin zikretmeye utandığı sözler kalmış meğer. Bunu ölümün bir adım arkasında duruyorken anlamak ne acınası zavallıca öyle değil mi? Ölüm isteğiyle yanıp tutuşan beden yalanlar karşısında mı korkar bu kadar. Haklarında yazılacak ne çok şey birikmiş habersizce bir o kadar yorgun kalmış o sözcüklerle. Kulağa sonu fısıldayan soğuk rüzgar gerçeklerle ürpetir yalnızca seni. Gerçekler diyorum defalarca yüzleri samimiyetten yoksun yaralardan aşınmış gerçekler.