deniz

dance with me, tango on broken dreams

zamandan ve mekandan bağımsız bir varlık kavramı kendi içinde çelişkilidir. bu, 'yukarıda görünmez bir ejderha var ve bizi yönetiyor!' demek ile aynı anlama gelir, elle tutulur hiçbir kanıt yoktur. tanrı inançlı dinler tamamen tanrı'nın hiçlikten geldiğini savunurken aynı zamanda evrenin hiçlikten var olamayacağını reddeder, bu da tamamen onları kendileri ile çelişkiye sokar. bir başlangıç ve son vardır. sonsuz güç diye bir şey yoktur çünkü evrende her şey sınırlıdır. 'sonsuzluk' denen şey insanın daha keşif etmediği şeyleri ve bunları bulmanın imkânsız olduğunu tanımlayan bir terimdir. o yüzden tanrı, bazı felsefik düşüncelere göre içimizdekilerdir. yaşama yüklediğimiz anlam, hissettiğin duygulardır. tanrı dışarıda aranmazdır çünkü somut olarak kanıtlanamayacağı herkes tarafından kararlaştırılmış tek şeydir. 

"hayal" denen şeyi olgunluktan uzak gören insanların hepsi sadece hayattan sıkılanlardır

we don't read and write poetry because it's cute. we read and write poetry because we are members of the human race. and the human race is filled with passion.

ve adamın dediği gibi; hayatı çok ciddiye alma. ondan asla canlı çıkamayacaksın.

the world is not enough 

uyursam geçecekti,
          büyürsem unutacaktım.
          oysa onlar yanılıyordu.
          bunu herkes biliyordu;
          geçerse uyurdun,
          unutursan büyürdün.

there are many types of monsters in this world: monsters who will not show themselves and who cause trouble, monsters who abduct children, monsters who devour dreams, monsters who suck blood… and monsters who always tell lies. lying monsters are a real nuisance; they are much more cunning than other monsters. they pose as humans even though they have no understanding of the human heart; they eat even though they’ve never experienced hunger; they study even though they have no interest in academics; they seek friendship even though they do not know how to love. if i were to encounter such monsters, i would likely be eaten by it…because in truth,

aslında gece yarısı ne harika bir zaman dilimi, değil mi? sanki bi' kitaba yeni bir bölüm açmışsın gibi, sanki herkes anlaşmış gibi kendi dünyalarına dalarlar. kimileri âşıktır, öyle böyle hayaller kurarlar, kimileri âşık olmak ister, böyle şöyle hayaller kurarlar. kimileri anlatır, kimileri dinler, kimileri yazar, kimileri ise düşünür. ama o sessizlik hiçbir zaman 'o' sessizlik değildir, herkesin zihninde vardır bir şeyler. içinizdeki sizden öte siz ile tekrar iletişime geçersiniz gece yarıları. kırgın, kızgın, ürkek ve yalnız bir benliğiniz, gece yarısını sabahı beller. bağrınıza basmadığınızdandır belki ama, onlar gece yarılarını uzun yapar.

you will find me when you return,