aigeusin

sevgili şev, hiçbir zaman kabullenemediğimiz yüzlerce histe kaybolduk senle, sabahlara kadar sohbetimiz, dorian ve henry benim boyumden büyük laflarım ve senin yalnızca şükret demen. bir gece ansızın yayınladıgın ege ve 11 kitabı. şev şu an geldiğimiz noktada bugün seni aradığımda numaram dahi yoktu sen de hayat bazen geçmişte tahmin ettiğimizden çok daha fazla acımasız oluyor. sen hiçbir zaman morgtaki olmadın benim için zira sen morg için çok güzeldin ariel. bu platforma çok lanet ettiş şimdi hesabımın şifresini dahi bilmiyorum.
          şev, çok sev. çok sevil. eskiden klavyemde ki tek türkçe harf aendin. çok sevil şev, çünkü ben sevmeyi başaramadım, şev.

şu şehrin orta yerinde bükülüp hüngür hüngür ağlamak istiyorum, aptalım

yüzlerce kez senin kollarında öldüm ama sen bir kere bile tenimin soğuğunu hissetmedin

intihar emek kaçış ya da kurtuluş değil, yüzlerce seramoniden biriyken dahi ben notaları unutmuş, ellerimi piyanoda gezdiremezdim. tek yanlış nota sendin ve bu seramoniyi senin uğruna yarım bıraktım. anlaşılmamayı dilediğim yüzlerce an her yeri nota eklendi yüzlerce intihar düşüncesine, ve sen seramoniyi bozan tek parçaydın. 

only love can hurt like this

şevval az once korkunc agiz rontgenime cok guzelsin dedi

şevgi’ye mektuplar, 1

özledim seni.

daha önce hiç bu kadar yalnız yürüdüğüm sokaklarda hayaletini, ulasamadigim kokunun kasvetini ve göremediğim gözlerinin asaletini özlememiştim

tanrım virgüllere çok takıntılıyım, bitmeyeceğine olan inancım hiçbir cümlenin sonuna virgül koydurtmuyor