ailithy

Boşum. Öyle bir boşum ki sanki bununla doğmuşum güneş battığında. Gecemin ev sahipliği yaptığı ay çıkmış ellerimden. Kaybolmuş her bir ışıltısı. Ağustos böcekleri kalmış gökyüzünde sadece. Kapkara gök kızmış bana kaybettim diye. Öyle kızmış ki yine kendimi kaybetmişim. Güneş zaten hiç olmamış, kapkara gökyüzünde en yakın yıldız hiç yokmuş. 
          	Çektiğim bütün acılarım, yaşadığım saçma mutluluklar hepsi başkasının emanetiymiş. Taşımışım üzerimde silah gibi son ana kadar kullanmadığım.

ailithy

Boşum. Öyle bir boşum ki sanki bununla doğmuşum güneş battığında. Gecemin ev sahipliği yaptığı ay çıkmış ellerimden. Kaybolmuş her bir ışıltısı. Ağustos böcekleri kalmış gökyüzünde sadece. Kapkara gök kızmış bana kaybettim diye. Öyle kızmış ki yine kendimi kaybetmişim. Güneş zaten hiç olmamış, kapkara gökyüzünde en yakın yıldız hiç yokmuş. 
          Çektiğim bütün acılarım, yaşadığım saçma mutluluklar hepsi başkasının emanetiymiş. Taşımışım üzerimde silah gibi son ana kadar kullanmadığım.

ailithy

Devam edebilirim sanmıştım gerçekten ama edemiyorum. Iki tane ciddi bağışıklık sistemi hastalığına vücudumun ev sahipliği yaptığını öğrendim kısa zaman önce. Başınıza gelene kadar bu kadarı da absürt artık dediğiniz olaylar gerçek olabiliyormuş, çok acı bir yolla anladım bunu. 84 milyonun içerisinde 35 bin kişide bulunan hastalığa 35001. oldum. Bir de üzerine zevkle deldirdiğim piercinglerimden bulaşmış olma ihtimali çok yüksek olan bir hastalığa daha yakalandım. Ailemin acısı büyük. Benim acım daha da büyük gençliğim elimden alındığı için. Anlar mısınız bilmem ama her sabah yorgun uyanmak, parmağını bile kaldıracak enerjiyi bulamamak o kadar zor ki. Ailemin yanında beni canlı canlı gömen doktorların haklı çıkması ne kadar da güzel olurdu. Kulaklarımdaki çınlama bitse, diğerleri sussa, artık ağrım olmasa, başımdaki bir aydan fazladır devam eden ağrı da bitse her şey düzelecekmiş gibi geliyor. Ama düzelmeyecek, hiçbir zaman eskisi gibi olamayacağım biliyorum. Bu hayat kimseye adil olmadı ama bendeki terazinin kesesi yere düşmüş sanırım. Elinizden gitmeden gençliğinizin tadını çıkarın. Aileyle elbet bir gün konuşulur, kayıp zaman telafi edilir. Ama gençliğiniz geri gelmez. Elinizden aniden gitmediği için de anlamazsınız. Gençliği elinde aniden giden birinden minik bir tavsiye.

ailithy

Ses tellerime batan sivri uçlu notaları hala çıkaramadım fakat sesimin dokuz rengine onuncuyu ekledim. Notalarla giden zümrüt, yakut ve elmasları toparladım da yepyeni bir renk yarattım kendime. Görmemi istediklerinizi göremedim fakat gökkuşağının ulaştığım o sekizinci rengi bir düğümünü daha çözdü minik dünyamın. Syzygy düşündüğümden çok daha öncesinde intikamını almış da ben tatmin olmamışım. Ellerime bulaşan kanla yeni bir ton daha bulmuşum halbuki. Hiddetime istemeyerek karıştırdığım sevgim yeni bir ışık yaratmış. Kağıttan uçaklarıma da bulaşmış ucundan. Gözünüz açık mıydı? Gördünüz mü feryadımdaki çaresizliğimi? Azura en başından beri sevgimmiş. Haberi bile olmayan bana yazıklar olsun.

ailithy

En güzel parçalarımı sınırlarımda yüzerken çıkardığımı farketmiştik uzun zaman önce. Boğulurken son nefeslerimin teker teker mücevherlere dönüşmesini izledim. Gerek paylaştığım minik postlar olsun gerekse Syzygy. En güzel kalbimdeki yaraları anlatıyormuşum meğer ben. En güzel acıyı yazmayı biliyormuşum meğer ben. Kalbimden düşen mücevherleri anlatmayı seviyormuşum ben. En iyisi de bundan çok hoşlanıyormuşum ben. 
          
          Yeni farketmedim bunları ama eskileri okuyunca kendimle gurur duydum aniden. Dediğim, yazdığım, resmettiğim ve aktardığım hiçbir şeyden gram pişman değilim. Diyorum iyi ki ağır konuşmuşum. Zaten değmezmiş. Ne de güzel attım emeklerimi çöpe. Kafam kadar yazdıklarım da karışık üzgünüm. 
          
          Kararımı verdim. Ben yine üzüntümü anlatacağım. Siz sevin diye değil, ben sevineyim diye. Fark ediyorum ki beni en çok birilerinin derinlerde nasıl biri olduğumu bilmesi sevindiriyormuş. Anlatmak için yanıp tutuştuğum ama dinleyenimin olmadığı kısacık ömrümde neyi sevdiğimi bulmak o kadar şanslı hissettirdi ki. Artık o kadar üzüntünün içinden cımbızla minik olumlu duyguları seçiyorum sanırım. 
          
          Peki sanırım güzel bir sorum var. Delirmeme 3 mü var 5 mi?

ailithy

Üzgünüm, aynı zamanda da kırgınım. Üzüldükçe üşüyorum. Üşüdükçe anıları hatırlayıp daha da üzülüyorum. 5 santimlik dairede dönüp duruyorum. Görüş açıma başka bir şey girmiyor. Hep aynı halt. Hep aynı duygular. Gözlerimi kapatıyorum bu seferde geçmişin yara izleri elime takılıyor teker teker. Nefes almaya zamanım yetmiyor. Gözlerimi kırptıkça iki cehennem arasında gidip geliyorum. İkisi de sıcak ama ben yanmak yerine üşüyorum. Donuyorum hatta. Sobaya yapışsam bile ısınamayacakmış gibi hissediyorum. Yazayım diyorum parmaklarım gitmiyor harflere. O çok sevdiğim mekanik klavye sesi bile tek tek kırılan kemiklerimin sesi gibi geliyor. Ne yapsam bilemiyorum. Kurtulmaya çalışıyorum kinim ele geçiriyor sanki beni. Hâlâ rüyalarıma giriyor şerefsiz. Gitmiyor bir türlü. Özlüyorum, ciğerim çıkacakmış gibi hissediyorum ama gidemem de, gururumu veremem ellerine. Her yerde o var. O kadar zaman sonra denk gelen filmin baş rolü bile onu hatırlatıyor. Ne yapsam bilemiyorum. Kurtulamıyorum.

ailithy

Ağzınızı açıyorsunuz ama ses yok
          Sahte şarkılarınızın düzenleyicileri
          Tanrı ışığı gibi parlıyor kulaklarımda
          Cesaretiniz yok
          Sahne altüst oldu
          넌 용기가 앖어
          Çakal gibi döneksiniz

mariboow

Syzygy nin bir anlamı var mı 

ailithy

@mariboow syzygy çok uzun bir maziye sahip. Kelime anlamı dışında hançerim dememin sebebi ise gerçekten sırtımdan çıkarmamdır. Duvarımda yazan yazılardan az çok anlarsın zaten eğer okuduysan. Bercestem'in dışında bir de Kraliçem vardı. Onun anısına bi'nevi. 
Reply

ailithy

Ses tellerime batan sivri uçlu notaları çıkarmaya çalışıyorum affedin beni. Her giden notada bir zümrüt, bir yakut veyahut bir elmas var. Gözlerimde taşıdığım zümrüt ellerinizde artık. Görmemi istediklerinizi göreceğim. Kukla olacağım adeta Pinokyo gibi ama unutmayın burnum uzar kılıç yaparsam kendimden, her bir kıymıkla kan akıtırım kökünüz kuruyana kadar, gözyaşı yerine kan ağlayana kadar. Elbet batırırım Syzygy'yi. Zamanında bana battı. Sırtımdan aldım çıkardım, elimde şimdi. Hiddetimle geliyorum. Gözünüz açık olsun. Karanlıkta kaldınız zaten son dileğim ayın gidişiyle. Son gördüğünüz şey zümrüt gözlerim olmasın karanlıkta parlayan. Gözünüz açık olsun. Syzygy'den sonra Azura'ya dua edin merhametini sunsun diye.

ailithy

Müzik benim her şeyim. Elimde kalan ve benden sonrakilere kalacak olan tek mirasım. Kısa zaman önce de elimden alınmıştı. Ruhum çekilmişti sanki bedenimden. Her şeye kıkırdar, güler olmuştum anlamı kalmamıştı şen hallerimin. En önemlisi isteksiz kalmıştım. Sesimin yetmediği notalar birer ok gibi saplanmıştı ses tellerime ve hâlâ orada hepsi. O zaman aklımda eksik kalan son şarkı bile sırtını dönmüştü ve ben bana küsme diyememiştim. Beni affet hakkını veremedim diyememiştim. 
          
          En başa dönmemin iyi olabileceğini düşünmüştüm. Fabrika ayarlarıma dönüş. 
          
          Yüzüstü düştüğüm çakıllı yolda, yolu düzleyerek ilerliyorum artık. Hangi aletleri kullandığım önemli değil. Hangi kişileri bu amaç uğruna işe aldığım önemli değil. Ben artık hayatımın başkasının ellerinde olduğunu biliyorum ama dökülen kendi yaptığım mücevherlerimi geri topladığım gibi o ellerden alacağım hayatımı parça parça. Sonra da yapboz gibi birleştireceğim. Mozaik gibi dizeceğim ve kendi Çingene Kızı'mı yapacağım. Nereden bakarsan bak seni izleyecek. Hayranlıkla bakacaksın yüzüncü bakışında bile. 
          
          Geri dönüyorum ben. Hazırlayın kırmızı halılarınızı çünkü o halıyı tutuşturacağım ilk önce. Sonra da sizi.