Hayat bizim için artık kimseye güvenemeyeceğimiz, rahatça hareket edemeyeceğimiz, günümüzü hiçe sayarak gelecek için çalışmak zorunda bırakıldığımız dayanılmaz bir olgu haline gelmiş durumda. Yaşam şartlarımız ekonominin kötü hale gelmeye başladığı dönemden beridir zaten zorken bir de bu olaylar boy gösterince kadın erkek demeden bir çoğumuz ne yapacağımızı bilemez hale geldik. Kimimiz çalışmak için tek başımıza hiç bilmediğimiz bir yerdeyiz kimimiz hala öğrenciyiz kimimizin durumu normalin üstündeyken kimimiz geçim sorunu yaşıyoruz kimimiz kadın kimimiz erkeğiz ama hepimiz insanız ve sınırlarımız var.
Bilen bilir beni bir mesajı, yorumu veya cevap niteliğinde olan herhangi bir yazıyı yazmak benim için oldukça zordur -ki dikkat ettiyseniz bunu bile öncekilerden iki gün geç yazıyorum-. Ben daha basit bir mesajı yazamazken ıssız bir sokakta üzerime doğru gelen acımasız bir varlığa nasıl karşılık vereceğim, beni öldürmeyi kafasına koymuş silahlı bir adama karşı kendimi nasıl koruyacağım?
Üzgünüm, ben bunu yapabileceğimi sanmıyorum. O an harekete dahi geçebileceğimi düşünmüyorum. Bunu söylemek ne kadar mantıklı bilmiyorum ama öyle bir durumda sıkışan göğsüm, normalden çok daha hızlı atan kalbim ve korkudan titreyen bedenimin beni mantıklı bir karar vermemin önüne büyük bir set çekeceğine o kadar eminim ki anlatamam.
İşin en kötü yanıysa; yaşadığım olayın ardından gözlerimi bir daha açamayacak hale gelsem bile beni koruması gereken yasaların, beni bu hale getiren kişiyi serbest bırakacak oluşu...