alarossa_

Silahsız 6. Bölüm Alıntı:
          	
          	Elimi yakamdan çekmeden sadece gözlerimi yüzüne çevirdim sorusuyla. Pozisyonunda değişen tek şey göğsünde bağladığı kollarıydı. Konu işten sapmıştı an itibariyle ve artık tim komutan yardımcısıyla değil karşısına aldığı sahrayla muhatap olacaktı. Kabus görme sırası ondaydı.
          	
          	 “İbrahim başçavuş iki gündür neyin cezasını çekiyor?” diye sordum lafı dolandırmadan. Aklımdaki soruların cevabını almak, yaşananların tekrarlanmaması için rahatsızlığımı dile getirmek için buradaydım. Açık olacaktım, beni ciddiye alması için.
          	
          	“Dört.” Dedi anlam veremediğim bir rahatlıkla.
          	
          	“Ne?”
          	
          	Omuz silkti. “İki gündür değil dört gündür cezalı.”
          	
          	“Neden.”
          	
          	“Emrime itaatsizlik etti.” Aldığı derin nefes göğsüyle birlikte kollarının da birkaç santim havalanmasına neden oldu. “Emirlerime itaatsizlik edilmesinden hoşlanmam, bence yeterli bir sebep.”
          	
          	“Bu mudur?” dedim histerik bir şekilde omuzlarımı silkerek ben de. “Sabaha kadar başında beklediğiniz kadına asılmasıyla hiçbir alakası yok yani?”
          	
          	Bu kadar açık olmamı beklemiyor olacak ki gözleri kısıldı birkaç saniye içinde. Bir süre duraksadı ardından başını yani der gibi iki yana salladı. “Olabilir.” Dedi rahat bir tavırla. “Bu da emrimin bir parçasıydı.” 
          	
          	“Başımda beklediğinizi inkar etmiyorsunuz.” Dedim kesik bir nefesle. Huzursuzluğum yüzüme yansımış olmalıydı çünkü o an diğer bütün ifadelerim gibi bunu da aklına kaydetmek ister gibi gözleriyle yüzümü talan ediyordu.
          	
          	“Daha sonra inkar etme gereği duyacağım bir şeyi neden yapayım?”
          	
          	“Neden beklediniz… Onca saat.” Durdum. Nasıl devam ettirmem gerektiğini bilemiyordum, beş sene bekleyen adama birkaç saatin lafını yapmak aptal hissettirmişti. “Neden yoğun bakımda yatan bir askeriniz varken benim kapımdaydınız?”
          	
          	“Çünkü Kayanın sevenleri başındaydı.” Dedi sakin bir nefes eşliğinde. “Senin kapında bekleyen kimse yoktu.”

sanskordur

@ alarossa_  bu adamın platoniklik seviyesine aglayacagim birazdan
Reply

alarossa_

“Kesinlikle öyle yapmalıydınız.” Bakışlarımı uzun süre sonra ilk defa yüzünden çekip bir kez daha ayaklarım indirdim ve yakamdaki elimi alnıma atıp şakaklarımı ovmaya başladım. Bu konuşmayı yapmayı isteyen bendim ama nereye kadar sürdürebilirdim bilmiyordum. 
          	  
          	  “Sen yapar mıydın?” diye sordu. Öne doğru eğilip dirseklerini dizine yasladı. “Arkanı dönüp gider miydin?”
          	  
          	  “Ben gelmezdim.” Dedim elimi alnımdan çekmeden. Nedenini bilmiyordum fakat yüzümü görmüyor olması daha rahat tepki vermemi sağlıyordu. Yüzüme bakıp köşeye sıkıştığımı görmemeliydi. “Benim ayaklarım ölse gelmez size… anlıyor musunuz?”
Reply

alarossa_

@ alarossa_  Yakamı çekiştiren elim duraksadı o an, ama verdiğim tek tepki buydu. O gün hastanede Hançer timinin neredeyse hepsini görmüştüm, hiçbiri keyfinden orada değildi. Güneş batana ve tekrar doğana kadar silah arkadaşlarının başındaydı her biri. Sadece ciddi bir yaralanma değil, eline kıymık batsa yine orada olacaklardı. Ben ameliyathaneden çıktığımda bile kimse yoktu yanımda, timim neredeydi? Cenazem mi çıkmalıydı o hastaneden başımda olmaları için. İlk günden beri hiçbir beklenti içine girmemiştim onlara karşı, beş sene önce bütün bunlar yaşandığında da canciğer değildik ama olanlardan sonra eskisi gibi bile olamayacağımızı biliyordum. Ama Selçuk yüzbaşı, benim sargı bezini hiç kaldırıp bakma cesaretine girmediğim bir kesiğe kolonya tutmuştu tek sözüyle.
          	  
          	  “Halil vardı.” Dedim tereddüt etmeden. Halil hep vardı. Belki de sadece Selçuk yüzbaşına sandığı kadar yalnız olmadığıma ikna etmek için ilk önce kendimi inandırmalıydım bunu.
          	  
          	  “Halil bütün gece tedavi gördü.” Selçuk yüzbaşı. “Yanına geldiğinde güneş çoktan doğmuştu.”
          	  
          	  Omuz silktim histerik bir şekilde, bunun hiçbir şey değiştirmeyeceğini göstermek ister gibi. 
          	  “Birkaç saatte başıma bir şey gelmeyeceğini ikimiz de biliyoruz, güvenlik önlemleri hat safhadayken üstelik…”
          	  
          	  “Güvenliğin değildi beklememin sebebi.” 
          	  
          	  “Neydi?”
          	  
          	  “Yaşanan onca şeyden sonra arkamı dönüp gitse miydim yani?” dedi sonunda bıkkınlıkla. “Hiçbir şey olmamış gibi?”
          	  
          	  
Reply

sedannuurrrr

Bölüm atmıyacaksanız kitabı silin bence çok sevmiştim ama başka biri gelip okuduğunda yarım kaldığını sonradan fark ediyor ve bekliyor yani bende böyle olmuştu tam iki yıldır bekliyorum koskoca iki yıldır her uygulamaya girdiğimde bu kitabı gördüğümde içim cızz ediyor ya