alvirozade

Onu en son malikânede gördüğüm halinden eser yoktu. Dağılmış hali en son dimdik duran heybetli bedeninin bir adım gerisinde kalıyordu. Gömleğinin bir ucu pantolonunun içinden çıkarak dışarıya doğru kendisini bırakıvermişti. Yakasının ilk dört düğmesi ise açıktı. Yokluğumu öğrendikten sonra öfkesi sebebiyle ortalığı kasıp kavurmuştu anlaşılan. 
          	
          	Kaşları ölümüne yemin etmiş gibi sonsuza kadar çatılı kalacakmışçasına derinden çatılmışlardı. Tehlikenin buram buram koktuğu matlaşan siyahları ise tam olarak şuan içinde bulunduğumuz arabanın üzerindeydi.
          	
          	Bir an tedirginlikle kafamı yanımda ki adama çevirdiğimde onun benim baktığım yeri takip eden bakışları da aynı anda bana çevrilmişti. Baktığım kişiyi gördüğünde çenesini öyle bir sıktığını gördüm ki bu sinirli tavrı karşısında ne yapacağımı bilemedim. "Arabadan inmeyeceksin."
          	
          	"Benim peşimden geldi illa ki konuşmak isteyecek." Kaşlarım aşağı doğru kavislendiğinde yutkunmak istedim.
          	
          	Dudakları dalga geçermişçesine sesli bir şekilde sağa doğru kıvrıldığında ellerini ensesine atarak orayı sertçe okşadı. Sinirden kafayı yemek diye buna denirdi galiba. "Sadece konuşmak isteyeceğini sanmıyorum. Ortada dönen boktan bir iş var ve bu adam kolay kolay vazgeçmez." Elini ensesinden çekerek direksiyona şiddetli bir darbe indirdiğinde oturduğum yerde irkildim. "Sikeceğim böyle işi!"
          	
          	"Sakin olur musun?" İyice içime kaçan sesimle zar zor konuşabiliyordum. Asil Bey'in yanında olsam ona çok iyi bir şekilde laf yetiştirirdim fakat, Emir başkaydı. Onu tanıyordum.
          	
          	Kafasını seri bir hareketle bana doğru çevirdiğinde sanki basit bir şey söylemişim gibi hayretle bakıyordu. "Bu söylediğine sen inandın mı? " Haklıydı, bu bilinmezliğin içerisinde benim Asil Bey ile nasıl tanıştığımı öğrenecek olması ihtimali bile suçlu hissetmemi sağlıyordu. Bunun yanında Asil Bey'in, düşmanı olan adamla geçmişimi öğrenecek olma ihtimali ise omuzlarıma stresi ağır yükler bindiriyordu.
          	
          	Resmen dertsiz başıma tonlara dert edinmiştim!
          	
          	SAYHA
          	XIV. SOĞUK DARBELER

IIIqqqqq

@ alvirozade  bu akşam bölümlerden biri gelir mi?
Reply

alvirozade

Merak ettiklerinizi bölüm gelene kadar buraya soru olarak bırakabilirsiniz.
Reply

alvirozade

Onu en son malikânede gördüğüm halinden eser yoktu. Dağılmış hali en son dimdik duran heybetli bedeninin bir adım gerisinde kalıyordu. Gömleğinin bir ucu pantolonunun içinden çıkarak dışarıya doğru kendisini bırakıvermişti. Yakasının ilk dört düğmesi ise açıktı. Yokluğumu öğrendikten sonra öfkesi sebebiyle ortalığı kasıp kavurmuştu anlaşılan. 
          
          Kaşları ölümüne yemin etmiş gibi sonsuza kadar çatılı kalacakmışçasına derinden çatılmışlardı. Tehlikenin buram buram koktuğu matlaşan siyahları ise tam olarak şuan içinde bulunduğumuz arabanın üzerindeydi.
          
          Bir an tedirginlikle kafamı yanımda ki adama çevirdiğimde onun benim baktığım yeri takip eden bakışları da aynı anda bana çevrilmişti. Baktığım kişiyi gördüğünde çenesini öyle bir sıktığını gördüm ki bu sinirli tavrı karşısında ne yapacağımı bilemedim. "Arabadan inmeyeceksin."
          
          "Benim peşimden geldi illa ki konuşmak isteyecek." Kaşlarım aşağı doğru kavislendiğinde yutkunmak istedim.
          
          Dudakları dalga geçermişçesine sesli bir şekilde sağa doğru kıvrıldığında ellerini ensesine atarak orayı sertçe okşadı. Sinirden kafayı yemek diye buna denirdi galiba. "Sadece konuşmak isteyeceğini sanmıyorum. Ortada dönen boktan bir iş var ve bu adam kolay kolay vazgeçmez." Elini ensesinden çekerek direksiyona şiddetli bir darbe indirdiğinde oturduğum yerde irkildim. "Sikeceğim böyle işi!"
          
          "Sakin olur musun?" İyice içime kaçan sesimle zar zor konuşabiliyordum. Asil Bey'in yanında olsam ona çok iyi bir şekilde laf yetiştirirdim fakat, Emir başkaydı. Onu tanıyordum.
          
          Kafasını seri bir hareketle bana doğru çevirdiğinde sanki basit bir şey söylemişim gibi hayretle bakıyordu. "Bu söylediğine sen inandın mı? " Haklıydı, bu bilinmezliğin içerisinde benim Asil Bey ile nasıl tanıştığımı öğrenecek olması ihtimali bile suçlu hissetmemi sağlıyordu. Bunun yanında Asil Bey'in, düşmanı olan adamla geçmişimi öğrenecek olma ihtimali ise omuzlarıma stresi ağır yükler bindiriyordu.
          
          Resmen dertsiz başıma tonlara dert edinmiştim!
          
          SAYHA
          XIV. SOĞUK DARBELER

IIIqqqqq

@ alvirozade  bu akşam bölümlerden biri gelir mi?
Reply

alvirozade

Merak ettiklerinizi bölüm gelene kadar buraya soru olarak bırakabilirsiniz.
Reply

alvirozade

Derin bir nefes almasıyla kabaran göğsüne sanki kalbi sıkışıyormuş gibi elini koyarak müdahale etmeye başladı. "Lütfen." Daha önce ağzından bana karşı bu kelimenin çıktığını duymamıştım. Kimseye minneti olmazdı. "Bin şu arabaya konuşalım. Emin ol istediğimi almadan geri adım atmam." Bazen mecaz düşünceler, gerçekliğe dönüşebiliyordu.
          
          "Umurumda değil. Seninle konuşursam kendime verdiğim söze ihanet etmiş olurum. Bu yüzden, def ol git." Ağır mı konuşuyordum, bunun farkında değildim fakat hak ediyordu. Hatta daha ve daha fazlasını...
          
          Hafif yanan ve ucundan hissetmemeye başladığım burnumu çekerek göz kapaklarımı kırpıştırdım. Tam bu sırada ani bir refleksle üç büyük adımla karşımda duran adamın heybetli bedeni, bedenimi örterek arabanın far ışıklarını tamamen bir bıçak misali kesmişti. Sadece karanlık bir adam ve karanlık bir vücut vardı karşımda. Siyah bakışları gecenin soğuk karanlığıyla bir olarak içimi üşütmeyi başarıyorlardı. Burnuma dolan keskin viski kokusuyla üzerini daha yakından süzmeye başladım. Dağılmış beyaz gömleği ve pantolonun belinden çıkmış ucu onu gören herkesi şaşırtabilirdi. En son içtiği zamanı hatırladığımda hiç bu kadar dağılmadığı aklıma geliyordu.
          
          "Yaklaştığım an dışarıdan duyulan kalbinin sesi hiç gitmemi istemiyor gibi, Rosa." Bana, beni bildiğinden beri Alvina demezdi. Her zaman Rosa, diye çağırırdı, bağırırdı ve severdi.
          13. BÖLÜM
          "KOR ATEŞ VE YILLANMIŞ KÜLLER"

alvirozade

@IIIqqqqq Bölümde yüzeysel olarak anlatıldı fakat yine de açıklayayım. Emir ile Alvina, mahalle de büyüyüp tanıştılar. Alvina o zamanlar 5 yaşındayken, Emir 15 yaşındaydı. O zamanlar sadece abi ve kardeş ilişkileri vardı...
Reply

IIIqqqqq

@ alvirozade  Alvina nın 17, 18 yaşında olduğunu varsayarsak Emirle kaç yaşında tanışmışlardı?  Çocukluk aşkı gibi bir şey mi?
            Ve bölüm için sabırsızlanıyorum. 
Reply