andrtimus
Link to CommentCode of ConductWattpad Safety Portal
Merhabalar,
Biraz hassas bir konuşma olacağından, sizi uyararak başlıyorum.
Sosyal medya hesaplarımda, burada olanın aksine, siyasi görüşlerimle birlikte var oluyorum çünkü bu hesap benim için zihnimden dökülenleri toparladığım bir yer oldu hep. Bu nedenle, ilk defa, sizinle bir şey hakkında konuşmak istiyorum.
Özellikle son bir senedir Marksist pencereyi kendime daha yakın bulduğumdan bunun hakkında düşünüp okurken dünyaya buradan bakıyorum. Yalnızca sınırları içerisinde olduğumuz ülke değil, daha Enternasyonel anlamda bu görüşe yatkınım. Okuduğum kitaplar, makaleler, dinlediğim ve izlediğim belgeseller gibi zırvalara hiç girmeyeceğim fakat bilinen anlamıyla Stalin, Lenin ve Che gibi ‘sol’ tabanlı görece fikir adamlarının (eylemsellik bağlamı dışında) izini sürdürdüğü Karl Marx, ırkların burjuvazi tarafından proleter kesimi meşgul etmek ve harladıkları asıl yangını gözlerden ırak tutmak amacıyla üretilmiş sentetik bir fikir akımı olduğunu savunuyor. Bu ‘aryan’ jargonunu şeytan götürsün diyor, çünkü işçinin vatanı olmaz. İşçinin yalnızca sömürülen emeği ve çiğnenen insanı değerleri olur. (Marx’ın işçi tanımının kapsamına göz atın lütfen.)
Bugün Filistin’de yıllar boyu süren zulmün en vahşi boyutu yaşanıyor. Hastaneler, çocuklar, yaşlılar; daha da ötesinde elinde taştan başka silahı bulunmayan siviller kimsenin ölüsüne ulaşamayacağı kadar acımasız bir şekilde öldürülüyor.
andrtimus
12 kilometreyi yürüyerek gelip de faşist devletin elinden yiyecek aldıktan sonra arkasını döndüğü an vurulan Amir, gerekli ilaçlar tedarik edilmediğinden vücudunda yaralar çıkan en fazla on beş yaşındaki çocuklar, yardım sıralarında bombalanan ve açlıktan karnına taş bağlamış onca insan, yakın zamanda basın mensubu Enes es-Şerif ve onlarca gazeteci dava arkadaşı, yanarak öldürülen binlercesi, her gün katledilen yüzün üzerindeki can, binlerce yetim, binlerce kimsesiz. Bunların hepsi bir ırka karşılık değil, bir insanlığa karşı yürütülen soykırımlar. Sadece öyle pazarlanıyor, mevzu Filistinliler’miş gibi, çünkü insanlar ancak böyle bir ideolojiyle o vahşeti masum bir zemine çekebiliyor.
Maddi bir yardım yapmak mümkün olmayabilir, bunu tercih etmeyecek kişiler de olabilir, kaldı ki işgalci devlet sınır kapılarının üzerindeki ambargosunu kaldırmadığı müddetçe insanlar sınırlı ulaşabildikleri unlar haricinde erzağa kavuşamayacaklar. Fakat dünyaya duyurulmaya çalışılan bu katliamın seyircisi değil de dinleyicisi olmak mümkün. Sosyal medya desteği sağlayarak.
Aynı görüşler, farklı görüşler. Bunların hepsi dünyanın gerçeği. Ancak benzer bir noktadaysak aşağıda Twitter hesabını bırakacağım basın mensuplarının hesabını takip edebilirsiniz. Burjuvaların yarattığı dünyada bundan ötesini yapmak ihtimal dahilinde değil. Şimdilik. Kentsoylular teslim olmadan, mümkün değil.
Sizi seviyorum, beni tanıyorsunuz. Ben de sizi. Paralellerimizin yaklaşık olduğunu biliyorum.
İnsanca var olmak mümkün. “Yaşamak umurumdadır.”
•
Reply
dizzy-dream
https://open.spotify.com/track/74LsnHv4z9LiS8VRa2H5TP?si=i0g7lBxmQIuiqOa59M1Izg Sarkı ismi yenidenin tersi galiba oha
endivija
biriciğimmm birtanemmm güzeller güzelimmm canıma can katanımm sen bütün şarkılardan eskisin fırfır kelebeğim biricik arkadaşım biz senle bundan evvel hayatlardan da dosttuk haberin olsun
andrtimus
Merhabalar,
Biraz hassas bir konuşma olacağından, sizi uyararak başlıyorum.
Sosyal medya hesaplarımda, burada olanın aksine, siyasi görüşlerimle birlikte var oluyorum çünkü bu hesap benim için zihnimden dökülenleri toparladığım bir yer oldu hep. Bu nedenle, ilk defa, sizinle bir şey hakkında konuşmak istiyorum.
Özellikle son bir senedir Marksist pencereyi kendime daha yakın bulduğumdan bunun hakkında düşünüp okurken dünyaya buradan bakıyorum. Yalnızca sınırları içerisinde olduğumuz ülke değil, daha Enternasyonel anlamda bu görüşe yatkınım. Okuduğum kitaplar, makaleler, dinlediğim ve izlediğim belgeseller gibi zırvalara hiç girmeyeceğim fakat bilinen anlamıyla Stalin, Lenin ve Che gibi ‘sol’ tabanlı görece fikir adamlarının (eylemsellik bağlamı dışında) izini sürdürdüğü Karl Marx, ırkların burjuvazi tarafından proleter kesimi meşgul etmek ve harladıkları asıl yangını gözlerden ırak tutmak amacıyla üretilmiş sentetik bir fikir akımı olduğunu savunuyor. Bu ‘aryan’ jargonunu şeytan götürsün diyor, çünkü işçinin vatanı olmaz. İşçinin yalnızca sömürülen emeği ve çiğnenen insanı değerleri olur. (Marx’ın işçi tanımının kapsamına göz atın lütfen.)
Bugün Filistin’de yıllar boyu süren zulmün en vahşi boyutu yaşanıyor. Hastaneler, çocuklar, yaşlılar; daha da ötesinde elinde taştan başka silahı bulunmayan siviller kimsenin ölüsüne ulaşamayacağı kadar acımasız bir şekilde öldürülüyor.
andrtimus
12 kilometreyi yürüyerek gelip de faşist devletin elinden yiyecek aldıktan sonra arkasını döndüğü an vurulan Amir, gerekli ilaçlar tedarik edilmediğinden vücudunda yaralar çıkan en fazla on beş yaşındaki çocuklar, yardım sıralarında bombalanan ve açlıktan karnına taş bağlamış onca insan, yakın zamanda basın mensubu Enes es-Şerif ve onlarca gazeteci dava arkadaşı, yanarak öldürülen binlercesi, her gün katledilen yüzün üzerindeki can, binlerce yetim, binlerce kimsesiz. Bunların hepsi bir ırka karşılık değil, bir insanlığa karşı yürütülen soykırımlar. Sadece öyle pazarlanıyor, mevzu Filistinliler’miş gibi, çünkü insanlar ancak böyle bir ideolojiyle o vahşeti masum bir zemine çekebiliyor.
Maddi bir yardım yapmak mümkün olmayabilir, bunu tercih etmeyecek kişiler de olabilir, kaldı ki işgalci devlet sınır kapılarının üzerindeki ambargosunu kaldırmadığı müddetçe insanlar sınırlı ulaşabildikleri unlar haricinde erzağa kavuşamayacaklar. Fakat dünyaya duyurulmaya çalışılan bu katliamın seyircisi değil de dinleyicisi olmak mümkün. Sosyal medya desteği sağlayarak.
Aynı görüşler, farklı görüşler. Bunların hepsi dünyanın gerçeği. Ancak benzer bir noktadaysak aşağıda Twitter hesabını bırakacağım basın mensuplarının hesabını takip edebilirsiniz. Burjuvaların yarattığı dünyada bundan ötesini yapmak ihtimal dahilinde değil. Şimdilik. Kentsoylular teslim olmadan, mümkün değil.
Sizi seviyorum, beni tanıyorsunuz. Ben de sizi. Paralellerimizin yaklaşık olduğunu biliyorum.
İnsanca var olmak mümkün. “Yaşamak umurumdadır.”
•
Reply
deftonsv
arka plan çok hoş durmuş
quinjunx
quinjunx
Buraya, dev bir eleştiri odağımı oluştursa da sadece tanrı öldü demek istedim. Çelişkiler kilit taşlarımız, yegane amacımız tümünü zihnimizde yeşertmekmiş gibi.
•
Reply
andrtimus
@quinjunx bazı filmler sanki izleyince bambaşka bir insan olacağımızı hissettiriyor. Eski bir yapım vardı, çok güzel bir alıntısını gördüğümden başladım ama bir film bu kadar mı bir şey anlatmaz… Sinematografi her şey değilmiş işte. Bu takıntılar da insana dahil. Sanırım Hay bin Yakzan’da okumuştum, tanrı her bir parça ruhu dolayısıyla bütün insanlıktır diye. Köklerimiz buraya çıkıyor. Bu çelişkileri düşünmek hoş.
•
Reply
quinjunx
Sanırım, ilk kez yazdığın bir şey yüreğime ağır geldi. Rengine bakmaksızın film çekemezliğimle kendime çileler çektirerek izlemiştim, neden bu denli izlemeye taktığımı bile bilmiyorum zamanında. Basitliğinin bir gücü vardı, sahneleri tüm tarihten fazla anlam gizliyor gibiydi benim için. Evet, odakta bir insanın ruhunu hissediyoruz lakin durdukları çizgiler bambaşkayken kökleri aynı yere varıyor. Dediğim gibi, sezgisel fakat ağırlığı da çarptıkları da aydınlanacak ve oturacaktır zamanla.
•
Reply
andrtimus
“Ve şimdi bana gelirsek, modern toplumda sınıfların varlığını ya da bunlar arasındaki mücadeleyi keşfetme onuru, haliyle bana ait değildir. Benden çok daha önce burjuva tarihçileri, bu sınıf savaşımının tarihsel gelişmelerini, burjuva iktisatçıları da sınıfların ekonomik yapısını açıkça anlatmışlardır. Benim yeni olarak tanıtladığım şey: 1) sınıfların varlığının ancak üretimin gelişmesindeki belirli tarih aşamaları ile sıkı ilişki içerisinde bulunduğu, 2) sınıf mücadelesinin zorunlu olarak proletarya diktatörlüğüne varacağı, 3) bu diktatörlüğün kendisinin de sadece, bütün sınıfların ortadan kalkmasına ve sınıfsız bir topluma geçişten ibaret olduğu gerçeğidir. Yalnızca sınıf mücadelesini değil, sınıfların varlığını bile yadsıyan Heinzen gibi cahil amelimandaların* tek kanıtladıkları şey, bütün tüyler ürpertici havlamalarına ve kendilerine verdikleri insansever pozlara pozlara karşın, burjuva egemenliği altında oluşan toplumsal kollukları, nihai bir ürün, non plus ultra** olarak görmeleri ve kendilerinin sadece ve sadece burjuvazinin uşakları olduklarını ortaya koymaktan ibarettir. Ve bu mankafalar, burjuva rejiminin önemini ve geçici olmasının gereğini ne kadar az kavrarlarsa bu uşaklıkları da o kadar çok mide bulandırıcı olur.” [Marx’tan New York’taki J. Weydemeyer’e. (Londra, 5 Mart 1852.)]
andrtimus
Ruhların Kaçışı’nı çözümlemem ve kısa bir metin çıkarmam gerekiyor, ama midemin ağrısı hafiflesin diye uzanıp bir şeyler okuyayım dedim ama Marx’ın üslubuna gülüyorum son on dakikadır. Mektubun başlarında geri zekalı da diyor, bana kalırsa en ağırı kendini proletaryanın dertlerini anladığına inandıran burjuva yalakası demesi ama karşı tarafın bunu umursadığını pek düşünmüyorum. Eğlenceli biri, Engels hangi mektuptan sonra parayı kesecek diye kendi kendime bir iddiaya dahi girdim. Kesin kazanacağım, çünkü parametreleri de kendim kurdum. Her neyse.. Dilinden asılacakmış bu herif de devrini doğru seçmiş.
•
Reply
dizzy-dream
Rota oluşturuldu
andrtimus
@dizzy-dream bebeğimi bizim oralara getirmeyen rüzgarın düşmanıyım, yapbozunun da canı sağ olsun
•
Reply
andrtimus
Keşke yazan ben olsaydım dediğim, hiç değilse iki defterime mutlaka not ettiğim, kıskançlığımdan bir saat gecikmeli uyuduğum o alıntılar,,,
“Chen Nian… Sen bana acıyor mu diye soran ilk kişisin.”
-Better Days, Kwok Cheung Tsang. [2019]
andrtimus
Başım ağrıdığından erken uyuyayım dedim, hem odamı dağıttım hem de bunun karakter ve şarkı versiyonu geldi aklıma,, sonrası sonra diyorum aynaya.
•
Reply
andrtimus
“Bir yüksek kuşudur şahin
sürekli yüzümde dolanır
mavi ve yabanıl-”
-Mesel, Enis Batur.
•
Reply
deftonsv
cümlelerim biraz savruk, arada senleşiyor bazen ise sizleşiyor, henüz oturtamadım kafamda ama halledeceğim; cümlelerimin karmaşık olduğunu fark edince silip yeniden düzelttim bu arada, kafanız karışmasın
deftonsv
gülüyorum, nezaketin için çok teşekkürler ancak rezil olmaya hevesli olduğunu sanmıyorum, o yüzden bırak oklar bende kalsın
•
Reply
andrtimus
@deftonsv rezil olmaya sıra bize hemen gelmez cicim, algı lafıyla alakalı uzun bir replik ezberlemiştim ama eğer Leyla ile mecnun izlemediysen rezil olacağım…yine de istersen okları üzerime çekebilirim (;
•
Reply