zeynep

Buraya artık çok girmeyeceğim büyük ihtimalle kendime yeni bir hesap açıp sadece kitap okuyacağım neyse kankslar hoşçakalın 

Fazla söylemediğim ve çok kullanmadığım bir kelimedir orospu. Ama tanımadığınız birine, kahpe, sürtük, orospu diyemezsiniz. Gerçekten çok itici duruyor. Küfürlerinizi daha özenle seçmenizi, seçerken de insanları kırmamanızı tavsiye ederim. KAHPESİN OROSPUUU demek yerine başka şeyler de seçebilirsiniz. İyi günler.

!Of anne anla artık kızın hanımefendi birisi değil!
          Dün annem kuru fasulye pilav yapmış, sofrayı da balkona kurmuş. Birde kuzenim vardı evde, neyse annem koydu tabaklara yemeği, ben fasulye+pilav+soğan+yoğurt+salata+acı turşu yaptım, tam yemeye başlayacağım annem yiyemezsin diyor. Gözüne baka baka yiyorum, sen kız olmayı becermeyeceksin diyor. Evet anne kızlar fasulye ve pilavı karıştırarak yiyemez. Boşu boşuna kavga ettik 2 saat.

Nasıl unf temizliği yapıyorsunuz aq işsiz falan mısınız?

akgün başını götüne sok ve kendi bokluğunda boğul. 

şunu anlayın artık;
          bu dünyada bulunan her birey sıradan ve yine her birey sıradışı. Kendi ülkende sıradan, yabancı bir ülkede sıradışı, seninle aynı özelliklere sahip insanlarla birlikteyken sıradan, seninle farklı özelliklere sahip insanlarla birlikteyken sıradışı olmuyorsunuz. Bu yüzden insanları sıradan veya sıradışı diye eleştirmeden önce kendinize bakın. Özellikle de lgbt bireylerini eleştirmeden önce. Çünkü bir anda onlara göre de siz sıradışı olabilirsiniz.

Bu dünyadaki en büyük şansınız ailenizdir, iyi bir aileniz varsa kıymetini bilin. Sevgiliymiş, paraymış, pulmuş hiçbirinin önemi yok, hepsi geçici.  

Bu dünyada bulunan herkes, bir kadere sahiptir. Kimse başıboş ve yalnız değildir. Çünkü onların, bizim, hepimizin hayatında birileri var, olacak da.. Peki biz, bu kadere sahip iken, kimi seveceğimizi seçiyor muyuz? Ya da kimle tanışacağımızı, kime nefret duyacağımızı, kimi kıskanacağımızı, kimi küçük göreceğimizi.. Yoldan geçerken gördüğümüz, internette karşılaştığımız insanlar tesadüf mü sizce? Bir yönetmen kendi filminin oyuncularını, figüranlarını, özenle seçer. Hayatımız, kaderimiz de buna benzer; önceden planlanmış. O yolda gördüğünüz insanlar, çöpler, hayvanlar, dükkanlar, taş, toprak ve hatta gökyüzü. Ne kadar özenle seçilmiş, seçiliyor. Biz bunların farkında mıyız peki? Hayır, bir çoğumuz bunların bilincinde değil. Bir çoğumuz, insanların ne giydiğini, nasıl konuştuğunu, ne yaşadığını, ne yaptığını, ne izlediğini, ne dinlediğini, kimi sevdiğini düşünmekten bunları unutuyor, unutuyoruz. Öleceğim, şuan bulunduğun dünyadaki insanlar bir gün ölecek. Ne kadar korkunç değil mi? Annenin, babanın, sevgilinin, arkadaşının ölümü. Kaderimiz de ölüm var, sevdiklerimizin ölümü, bizim ölümümüz var. Gerçi, kaderlerini unutan insanların, ölümlerini unutması çok normal.. Gerçekten merak ediyorum, hiç mi merak etmiyorsunuz yaşayacağınız gün, saat içinde neler yaşayacağınızı, kiminle tanışacağınızı? Lütfen artık insanların hayatlarının gidişatı ile ilgilenmek yerine, olduğunuz konuma bakın. Çünkü biz bu dünyayı, insanları yargılayarak, ırkçılık yaparak, yaşa başa bakarak, cinsel yönelimini sorgulayarak, zengin-fakir, güzel-çirkin ayrımı yaparak v.b şeylerle kurtarmayacağız. Önce kendimizi, sonra dünyayı değiştirmek gerekiyor.

Hâlâ anlamış değilim, şu mafya badboy hikayeleri neden bu kadar okunuyor? Yaşıtlarım annesi görünce kızmasın diye porno yerine bu kitapları okuyor herhalde. Biri badboy yorumlarına şöyle yazmış; "okumamiz gelişiyor bu kadar sovmeniz çok saçma bu arada yeni bölümü bekliyorum canimm" birşeyler gelişiyor da, o okuman değil..