....
Derin bir nefes aldım ve son bir kez daha vurdum kum torbasına. Tabi ki yerinden bile kıpırdamadı. 2 saattir uğraşıyordum ve yapabildiğim tek şey sadece daha hızlı vurmak. Derin derin nefes alarak ona baktım. Bana en uzak köşeye oturmuş beni izliyordu. Eşofmanının üzerinde beyaz sporcu atleti vardı. Ve kasları aynaya yansıyan güneş gibi gözlerimi alıyordu. Anlımdan boncuk boncuk terler akıyordu. Saçlarım ıslak ve kıpkırmızıydım. Eldivenlerimi çıkararak yere koydum ve bende uzandım. Derin derin nefesler almaya devam ettim. Bana sırıtmasına sinir olsam da benimle kavga etmeyeceğini gayet iyi biliyordum. En son kavga ettiğimizde sadece ben çıldırmıştım hıçkıra hıçkıra ağlamıştım o sadece bana bakmıştı. En sonunda dayanamayıp sarılmıştı. Yani biz kavga bile etmiyorduk sadece ben çıldırıyordum ve bitiyordu. Bu beni içten içe bitiriyordu. Oda sessizce gelip yanıma uzandı, tek kolunun üzerinde bana döndü. Sonra kolumdan tuttuğu gibi beni kendi üzerine çekti. Ben şaşkınlıkla doğrulmaya çalışırken belime kollarını dolayarak doğrulma mı engelledi ve başımı göğsüne koydu…
"OYUN"
