aseka-noir

verandada elgin'le sessizle oturuyorduk. artık susmanın sıkıcı olduğunu düşündüğüm yaşlardaydım. konuşmasını istiyordum. 
          	
          	"arasıra çiçeklerim ölüyor. ara sıra da ben," dedi. plastik sandalyemde ufaldım. onun hissettiklerini anlayabilmek için onunla aynı yöne baktım. bahçe kapısına. öldüğünü hissediyordu. bitkileri öldükçe onlarla beraber yavaş yavaş döküldüğünü düşünüyordu. 
          	
          	ne diyeceğimi bilmeyince, "canını sıkma böyle şeylere," dedim. içten içe cümlemin basitliğine kızdım ve bu sırada o, gözlerini zemine dikti. ben sadece yerin zeminini görüyordum, ama o dünyanın çekirdeğini belki.
          	
          	bazı zamanlar durup dururken elgin'i düşünüyorum, bitkilerin yakasını bırakalı çok olmuştu. artık ara sıra o ölüyor, ara sıra ben. dengeli bir anlaşma var aramızda. her koşulda birimiz acı çekiyoruz. bazen geceleri odama geliyor, bir kasımpatıdan veya bir leylaktan konuşuyor, sonra da gidiyor.
          	
          	[alışılmış metinler alemi, bilinmeyen zamandan] 

aseka-noir

verandada elgin'le sessizle oturuyorduk. artık susmanın sıkıcı olduğunu düşündüğüm yaşlardaydım. konuşmasını istiyordum. 
          
          "arasıra çiçeklerim ölüyor. ara sıra da ben," dedi. plastik sandalyemde ufaldım. onun hissettiklerini anlayabilmek için onunla aynı yöne baktım. bahçe kapısına. öldüğünü hissediyordu. bitkileri öldükçe onlarla beraber yavaş yavaş döküldüğünü düşünüyordu. 
          
          ne diyeceğimi bilmeyince, "canını sıkma böyle şeylere," dedim. içten içe cümlemin basitliğine kızdım ve bu sırada o, gözlerini zemine dikti. ben sadece yerin zeminini görüyordum, ama o dünyanın çekirdeğini belki.
          
          bazı zamanlar durup dururken elgin'i düşünüyorum, bitkilerin yakasını bırakalı çok olmuştu. artık ara sıra o ölüyor, ara sıra ben. dengeli bir anlaşma var aramızda. her koşulda birimiz acı çekiyoruz. bazen geceleri odama geliyor, bir kasımpatıdan veya bir leylaktan konuşuyor, sonra da gidiyor.
          
          [alışılmış metinler alemi, bilinmeyen zamandan]